Back to Top
 
 
 
 

Tahammül ver, güç ver, kuvvet ver bana,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.
Firenk yurdu zor geliyor bana,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.


Devlet çarkı dişlisini sıyırdı,
Zalım Felek zalımları kayırdı,
Vatan aşkı vatanımdan ayırdı,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.


Gidemiyom engel dolu aralar,
Kabuk tuttu sinemdeki yaralar,
Bize göre değil imiş buralar,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.


Altın kafes vatan olmaz bülbüle,
Gümüş saksı mekân olmaz sümbüle,
Kaç senedir kan tükürdüm mendile,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.


Main değil, Fırat yusun, Zap yusun,
Kara taşı yastık yapsın uyusun,
Bir oğlum var vatanımda büyüsün,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.


Çok özledim vatanımı ilimi,
Ezanımı, bayrağımı, dilimi,
El yurdunda koyma benim ölümü,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.


Ne yapalım talih yardım etmedi,
Suçum neyse tükenmedi bitmedi,
Anlamaya Arif`liğim yetmedi,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Ozan Arif

14. Şubat 1984

Zalım kader hangi zaman,
Güldürecek bizi bizi?
Cümle derdi etmiş umman,
Daldıracak bizi bizi?


Susuz kalmış çöller gibi,
Geçip giden yıllar gibi,
Hazan görmüş güller gibi,
Solduracak bizi bizi?


Yollarımız çıktı kışa,
Gelmeyen mi kaldı başa,
Acep daha hangi taşa,
Çaldıracak bizi bizi?


Ana,baba, gardaş, bir de,
Doğduğumuz vatan nerde?
Korkuyorum yadellerde,
Öldürecek bizi bizi?


Arif der ki; dayanamam!
Farzedelim ömür tamam
Hangi komşu, hangi imam
Kaldıracak bizi bizi?

Ozan Arif

Allah Allah, kadere bak sen yahu!
Bizim köy neresi, Hong-Kong neresi!
Düşte görsem inanmazdım vallahi,
Bizim köy neresi, Hong-Kong neresi!


Dokuzyüzseksendört yılının yazı,
Ağustos ayının yirmidokuzu,
Şu kader nereye getirdi bizi?
Bizim köy neresi, Hong-Kong neresi!


Ozan Arif baksana şu haline,
Yakan geçmiş gurbetelin eline,
Göbeğimiz gurbete mi bağlı ne!
Bizim köy neresi, Hong-Kong neresi!

29. Ağustos 1984

Yine akşam oldu gurbetelde aah.. Ah,
Bilseniz nereler aklıma düştü.
Ellerin yurdunda çürüdüm eyvah,
Ta Bizim oralar aklıma düştü.


Ben nerede doğdum, şimdi nerdeyim?
Bir uzun hikâye, anlatsam beyim.
Bizim ora derken; vatanım, köyüm,
Doğduğum yöreler aklıma düştü.


Ellerimi kulağıma attığım,
Türkü deyip, sesine ses kattığım,
Sularında alabalık tuttuğum,
Çağlayan dereler aklıma düştü.


Sabahtan giderdim malınpeşinde,
Azığımı yerdim göze başımda,
Bir kavalım vardı, “Çobantaşı” `nda,
Çaldığım sıralar aklıma düştü.


Düğün mü var; herkes çıkıp oynardı.
Ölü mü var; bütün köylü ağlardı.
Herşeyin bambaşka kanunu vardı,
Adetler, töreler aklıma düştü.


Toplandıkmı harman bize yetmezdi,
Laf ederdik kimse eve gitmezdi,
Sabahaca yanardı da bitmezdi,
İslenen çıralar aklıma düştü.


Hani Arif, şimdi nerede obam?
Nerede gardaşım, bacım, akrabam?
Hepside bir yana, ya anam, babam,
O baht-ı karalar aklıma düştü.

Ozan Arif

20. Eylül 1985

Gurbetde ölürsem mezartaşıma,
Ne gün gördü ne de güldü yazsınlar.
Uğrayan olursa okur başıma,
Bu dünyayı zindan bildiyazsınlar.


Sürgün oldu vatanından, yurdundan,
Ayrılmadı sevdiğinin ardından,
Ülkü adlı bir güzelin derdinden,
Sarardı, kurudu, soldu yazsınlar.


Haykırdı canını taktı dişine,
Haykırdıkça bela düştü peşine,
Ne geldiyse bu dünyada başına,
Dilinin yüzünden geldi yazsınlar.


Bazen kaderine küstü olmadı,
Söyledi olmadı, sustu olamdı,
O herkese dostdu, dostu olmadı,
Çoğunu defterden sildi yazsınlar.


Şu hasret denilen öcüden ayrı,
Bir gün geçmedi acıdan ayrı,
Ana, baba, gardaş, bacıdan ayrı,
Hergün iki gözü seldi yazsınlar.


Gurbeti alnında yazı bilirdi,
Hasreti devasız sızı bilirdi,
Sırrını en iyi sazı bilirdi,
Dert ortağı altı teldi yazsınlar


Bu kendi dilinden kendi târifi,
Esirgemen bir Yasin-i şerif`i,
Vatan hasretiyle Ozan Arif`i
İki gözü açık öldü yazsınlar.

Ozan Arif

15. Ekim 1985

Bizi mahkum etmekti,
Derdiniz şerefsizler.
Ve nihayet murada,
Erdiniz şerefsizler.


Bağırsam neye yarar,
Çağırsam neye yarar,
Tam kahpece bir karar,
Verdiniz şerefsizler.


Şaşırmadım ben buna,
Kına yakının kına.
Mazlumların kanına,
Girdiniz şerefsizler.


Eh,.. Sırayı savdık biz,
Siz düşünün artık siz!
Hukuku katlettiniz,
Kırdınız şerefsizler.


Arif derki; çıktı ok,
Bundan sonra insaf yok,
Adalete resmen b…,
Sürdünüz şerefsizler.

Ozan Arif

07. Nisan 1987

Her an aklımdasın bak yine şu an,
Gözümde gönlümde tüttün başbuğum
Benim gibi sevip sana inanan
Herkesi perişan ettin başbuğum

Vedasız ayrıldın bizden vedasız,
Öyle birdenbire öyle apansız,
Bu nasıl gidişti sessiz sedasız
Kayıp oldun sanki yittin Başbuğ’um

Gidilecek bunca yolumuz varken,
Işığına daha muhtacız derken,
Güneş akşam batar sen biraz erken,
Sen biraz vakitsiz battın Başbuğ’um


Battın ve gömüldük karanlıklara,
Çıra bile yokmuş geride çıra,
Yokluğunla yoksa bizi bu ara
Sınava mı tabi tuttun Başbuğum

Öyle bir sınav ki yazın diyerek
Problemi verdin çözün diyerek
Kendi kendinize yüzün diyerek
Bizi bir denize attın Başbuğ’um

Gemi var kaptan yok uzakta sahil,
Cahilmiş tayfalar topyekün cahil
Sahi sen bunlarla hepisi dahil
Nasıl bu davayı güttün Başbuğ’um


Beceriksiz çapsız bunca herifi
Nasıl anlatayım yok ki tarifi
‘ Evladım’ dediğin Ozan Arif’i
Kime bırakıp da gittin Başbuğ’um.

Ozan Arif

Kim olursan ol gardaş
Ver elini, ver bana.
Bizde sevgi bol gardaş,
Ver elini, ver bana

Sevgi bizi yoğurur
Bir olmaya çağırır
Birlik kuvvet doğurur
Ver elini ver bana.

Ecdadını, atanı,
Şehit olup yatanı
Seviyorsan vatanı
Ver elini, ver bana.


Bak gardaşım, iyi bak
Bu ot, bu dal, bu yaprak
Hepimizin bu toprak
Ver elini, ver bana.

Binip düşman kızağa
Gitme benden uzağa
Düşmeyelim tuzağa
Ver elini, ver bana.

Ver, beraber coşalım
Engelleri aşalım
Geleceğe koşalım
Ver elini ver bana.


Arif der ki: Hiç artık
Geç kalma sen geç artık
Harekete geç artık
Ver elini, ver bana.

Ozan Arif

Vah zavallı Türkiye’m!
Soluyor yalan değil.
Başa geçen onu yem
Biliyor yalan değil.

Ne yol aldık ne menzil
Bugün dünden de rezil
Halkın karnı yine zil
Çalıyor yalan değil.

Kuran kurmuş ağını
Uzatmış ayağını
Bal tutup parmağını
Yalıyor yalan değil.


Zengin zengindir bre
Sırtı gelir mi yere?
Olan yine fakire
Oluyor yalan değil.

Torpil ile masalar
Rüşvet ile keseler
Vurgun ile kasalar
Doluyor yalan değil.

Bir yer biri bakar
Kıyamet ondan kopar
Felaket apar topar
Geliyor yalan değil.


Devlet baba nerdesin?
Ozan Arif neylesin?
Babalık vasfın kesin
Ölüyor yalan değil.

Ozan Arif

Zulümle geçemez gemi denizi,
Batırmazsak bize yazıklar olsun.
Suçsuz yattığımız zindanda sizi,
Yatırmazsak bize yazıklar olsun.


Zaman gebe saat o yüzden sancır
Bu imanı zaptedemez bu zincir.
Hepinizin ocağında bir incir
Bitirmezsek bize yazıklar olsun.


Arif der ki unutmayın şunları
Unutmayın yaktığınız canları
Fitil fitil burnunuzdan bunları
Getirmezsek bize yazıklar olsun.

Ozan ArifOzan Arif

Yeminimde durmazsam
Gök girsin kızıl çıksın.
Bir gün hesap sormazsam
Gök girsin kızıl çıksın.

Eğer kinsiz solursam,
Fırsatını bulursam,
Merhametli olursam
Gök girsin kızıl çıksın.


Kül onlara köz mene,
Yakışalım Özmen’e
Ver gardaşım söz mene
Gök girsin kızıl çıksın.

Şehit Dursun verdi can
Unutursan nara yan,
Almaz ise kana kan
Gök girsin kızıl çıksın.


Ozan Arif der dille,
Bir Yusuf’a bin kelle
Almazsan iyi belle
Gök girsin kızıl çıksın.

Ozan Arif

 Bu dava tertemiz bu dava tektir,
Bu davada leke, benek olmak yok.
Ülkücü dediğin çelik demektir,
Uzamak, kısalmak sünek olmak yok.

Neşemiz, tasamız kederimiz bir,
Biz Nesl-i Asım’ız kaderimiz bir,
Teşkilat, doktrin liderimiz bir,
Kıvırmak, yamulmak, dönek olmak yok.


Konulduğu kaptan sızanlar gibi,
Yaptığını yıkıp bozanlar gibi,
Kucaktan kucağa gezenler gibi,
Herkesin öptüğü yanak olmak yok.

Onun bunun ağzı ile öpülüp,
Nefis için bunca hizmet tepilip,
Arı olma sevdasına kapılıp,
Mikrop saçan sivri sinek olmak yok.


Lideri nerede Ülkücü orda,
Arif de sizinle aynı kararda,
Davamıza kurban, koç olmak var da,
Sütünü deviren inek olmak yok.

Ozan Arif

Söyleyin onlara bu iş olmadı
Bu millet bu işten memnun olmadı
Hele ülkücünün aklı almadı
Ya benim sevdamı geri versinler


Yahut da dosdoğru bir iş görsünler
Bu millet bize bir görev yükledi
Bizlerden ülkücü tavır bekledi
Kedi bunlar süt dökmüş kedi

Ya benim sevdamı geri versinler


Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Üç ortak, üç hayır, üç evettir
Güç kabul edersen bir kabul ettin
Bu uzlaşma değil, teslimiyettir

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Böyle bir tavırla yola gidilmez
İktidarı bırak koyun güdülmez
Bu hareket böyle temsil edilmez

Ya benim sevdamı geri versinler


Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Bu Ârif’in merak ettiği asıl
Erkeklik bu ise ürkeklik nasıl?
Söyletmeyin beni sonuç, velhasıl:

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da adam gibi bir iş görsünler

Ozan Arif

Eee… Artik eyvallah Alman arkadas,
Düdügün öttükçe beni hatirla!
Kesin dönüyorum ben yavas yavas,
Is gücün bittikçe bani hatirla!

Ben gelmeden evvel nasildin, nasil?
Simdi kovuyorsun, bitti o fasil.
Ahte vefâ yok mu, bu mudur usûl?
Yüregin attikça beni hatirla!

Madem kovdun; gidiyorum bak; hadi;
Hesap et; kim kimiin hakkini yedi?
Bu rahatlik size gökten inmedi,
Yan gelip yattikça beni hatirla!

Su fabrika yapilirken kimdim ben?
Zor tanirdin, toz.topraktim, kumdum ben,
Temeline gençligimi gömdüm ben,
Bacasi tüttükçe beni hatirla!


Bazen düsün; meyve veren dallari,
Yüksek yüksek binalari, yollari,
Fabrikanda ürettigin mallari,
Dünyaya sattikça bani hatirla!

Saymama ne gerek, ne de lüzum var.
Neyin varsa onda benim izim var.
Her çorbanda biraz olsun tuzum var,
Buyur ye!.. Tattikça beni hatirla!

En zorlu islerin vardi vardi basimida,
Senelerce kâbus gördüm düsümde,
Biraz da sen çalis ayni isimde,
Canina yettikçe beni hatirla!

Isterim ki; Türk’süz kalsin her yerin,
Evleri baykusa kiraya verin!
Türk’üm diye vermedigin evlerin,
Örümcek tuttukça beni hatirla!


Lira gibi kuruyup da olugu,
Mark’in bir gün kesilirse solugu,
Büyük olan balik, küçük baligi,
Sömürüp, yuttukça beni hatirla!

Yâni; sen yarin ihtiyaç duyup,
Gurbete çikarsan ülkeni koyup,
Oradakiler sana yabanci deyip,
Kasini çattiikça beni hatirla!

Ârif bir tesekkür beklerken…Hani?
‘Elveda kollege’ çok üzdün beni.
Yine de hosça kal. Vicdanin seni
Rahatsiz ettikçe beni hatirla!

Ozan Arif

Perişanım, bitkinim,
Bir odan var mı hancı?
Adımı sorma benim,
Benim adım almancı.

Ediyorsan çok merak,
Pasaportum aha bak,
Ceplerim de üç-beş mark,
Yüreğimde bir sancı.


Sorma nedir bu sancı,
Bu Arif`in usancı.
Yere batsın be hancı,
Almanya`nın kazancı

Kim diyorsa kazandım,
Vallahi de yalancı,
Billahi de yalancı

Ozan Arif

Bu destanı hep birlikte elele,
Yazmaya varmısın? Söz mü ülküdaş?
Her tuzağı (varmak için menzile) ,
Bozmaya var mısın? Söz mü ülküdaş?

İyi dinle, ne diyorsam tam anla,
Mantıkdaki kördüğümü imanla,
Sabrederek her düğümü zamanla,
Çözmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?

Liderinin etrafını bürüyüp,
Beraberlik potasında eriyip,
Sevgi sevgi gönüllerle yürüyüp,
Gezmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?


Sevgi için geldik doğrudur amma…
Sakın bunu pısırıklık anlama.
Yan bakan olursa Türk`e İslâm`a,
Ezmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?

Sen onu ezmezsen, o seni ezer,
Dişe dişin pazarıdır, bu pazar!
Sana mezar kazana da, sen mezar,
Kazmaya var mısın? Söz mü ülküdaş?

İyi tanı düşmanını, dostunu.
Bu hak yolda sezer isen kastını,
Baban olsa bir kalemde üstünü,
Çizmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?


Varım dedin, verdin gardaş sözünü.
Arif der ki; üfleyerek tozunu,
İslâm eleğinde Türk`ün özünü,
Süzmeye var mısın? Söz mü ülküdaş

Ozan Arif

Üç gardaştık bir zamanlar üç gardaş,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
Aklımıza gelir miydi hiç gardaş?
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Aynı aşkla dolu idi içimiz,
Bu vatanı sevmek idi suçumuz,
Bir kaderin kurbanıyız üçümüz,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Yıllar oldu onu yolcu edeli,
Sen hapise ben sürgüne gideli,
Demek buymuş bu sevdanın bedeli,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.


O çiçekti hain eller kuruttu,
Şehid edip omuzlarda yürüttü,
Seni zindan beni gurbet çürüttü
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Kendimden çok size gönlüm üzülür,
Sofralarda elim kolum çözülür,
Lokma gelir boğazıma dizilir,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

O şehittir ‘şehit’ diye anayım,
Lakin sana çarem yok ki sunayım,
Sen bana yan ben de sana yanayım,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.


Mümkün değil bu düzenle barışmak,
Bize düşen aynı yolda yarışmak,
Ahrete mi kaldı gardaş görüşmek
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Kader hala bize böyle bağ olsun,
Düşmanların yürekleri yağ olsun,
Ne yapalım vatan millet sağ olsun
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Arif der ki bu çileler bu ahlar,
Belki bize bu çilede felah var,
Kul bilmesin bizi bilen ALLAH var,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün..

Ozan Arif

Sorma gardaş derdimi,
Vatanımı özledim.
Adım adım yurdumu
Vatanımı özledim.

Çekmeyen bilmez hey hey,
Yurt hasreti kötü şey,
Şehir şehir kaza köy
Vatanımı özledim.

Muşlu hasrettir Muş’a
Maraşlılar Maraş’a
Ben ise baştan başa
Vatanımı özledim.

Bahçesini bağını,
Dalını yaprağını
Taşını toprağını
Vatanımı özledim.


Elvan elvan gülleri,
Ilgıt ılgıt yelleri,
Türkü diyen dilleri
Vatanımı özledim.

Bıırak be kader bırak,
Biliyorum çok ırak,
Yoları çamur çorak
Vatanımı özledim.

Sıkıntı derdi ile,
Köpeği kurdu ile,
Kalleş merdi ile
Vatanımı özledim.

Gelenekler töreler,
Ezanlar minareler
Ah..Daha neler neler
Vatanımı özledim.


Şu gurbet kasa kasa,
Al sana para dese
Dünyayı bağışlasa
Vatanımı özledim.

Her bayram acı acı,
Sızlar burnumun ucu
Batsın gurbetin tacı
Vatanımı özledim.

Arif der: Çürür müyüm?
Kalır mı durur muyum?
Acaba görür müyüm?

Vatanımı özledim.

Ozan Arif

Benim için artık yalan dünyada
Ekmeğin tadı yok aşın tadı yok.
Alparslan Türkeşsiz kalan dünyada
Baharın tadı yok kışın tadı tok.

Onun sağlığında gezerken yurdu
Yüreğim bambaşka şevkle vururdu
O şevki içime o doldururdu
O gitti toprağın taşın tadı yok.

Yok çünkü yerinden oynamış taşlar,
Vefa yok haksızlık çok arkadaşlar
Kuru olmadan da yanıyor yaşlar
Kurunun tadı yok yaşın tadı yok.


O gitti gideli yollar bir tuhaf
Fikirler bir tuhaf diller bir tuhaf
Edirne’den Van’a iller bir tuhaf
Muğla’nın tadı yok Muş’un tadı yok.

Yok gardaş yok artık her yere git bak
Ayaklar baş olmuş başlar da ayak
Konuşursan ihraç, susarsan dayak
Ayağın tadı yok başın tadı yok.

Baskın yemiş gibi yiğitler baskın
Kimi ele kimi bahtına küskün.
Bıçaklar açmıyor ağızlar suskun
Ağızın tadı yok dişin tadı yok.


Yaraladı beni yaran dediğim
Unutuldu rehber Ku’ran dediğim
Hatta ‘Kızıl Elma’ ‘Turan’ dediğim
Hayalin tadı yok düşün tadı yok.

O Türkmen Başbuğ’u olunca mezar
Pazar yeri oldu sevdamız pazar
Yek pare iktidar olsak ne yazar
Dünyayı tuş etsek tuşun tadı yok.

Hesaplar ortaya serilmedikçe
Ve işler ehline verilmedikçe
Bozkurtlar yeniden dirilmedikçe
Arif için artık işin tadı yok.

Gelin de konuşak şöyle başbaşa..!
İçinizde aklı eren kim beyler..?
Üst üste baltayı vurmayın taşa,
Devleti yıllarca yeren kim beyler..?

Değiştimi yoksa devletin huyu?
Baba evlâdına kazar mı kuyu?
Dört bin şehit ile getirdik suyu.
Söyleyin testiyi kıran kim beyler..?

Kockoca partiler yattı diyen siz!
Devleti, milleti sattı diyen siz!
Gelmesek Türkiye battı diyen siz!
Tehlikeyi önce gören kim beyler..?

Bilerek haksızlık ayıptır ayıp.
Bu millet aklını etmedi kayıp.
Vatan toprağına torbayı koyup,
Götürüp Rusya’ya seren kim beyler..?

Kulak verin dedik millet sesine!
Dokunman müminin namaz fesine!
Aksaray, Mardin’e, Kars Kalesi’ne
Orağı, Çekici geren kim beyler..?


Eyyamcı, mideci, pipocusunun,
Soyguncu, vurguncu, depocusunun,
Dev-Yol’cu, Dev-Sol’cu, Apocu’sunun
Karşısında mertçe duran kim beyler..?

Dosyalar düzdürüp siz yığın yığın,
Günahını boşa almayın ‘sağ’ın.
Altında toplayıp kızıl bayrağın,
İşçiyi meydana süren kim beyler..?

Suçlayın masumu suçlayın hele!
Savurun samanı kaptırın yele.
Hakimin, savcını önünde bile
‘Maocuyum’ diye üren kim beyler..?

‘Dokuz Işık’ artık yasak olanda,
Demek ki paçamız kızıl yılanda.
Marksist fikirlerin fikrî alanda,
Açtığı yarayı saran kim beyler..?

Böyle demediniz millete ilkten,
Titreyen vebalden, titreyen yükten.
Komünizme karşı etten kemikten
Aşılmaz bir duvar ören kim beyler…?


Yanmazdım bağrımı mert olan yaksa.
Yapın, yaptığınız bizlere haksa.
‘Devşirmenin dölü Haydar’ mı yoksa?
Sizin beyninize giren kim beyler…?

Özbeöz evlâtken ‘Devlet Baba’ya,
Şimdi sayenizde döndük üveye,
Diken yaranırmış zaten deveye
Askeri, subayı vuran kim beyler…?

Ârif der ki; ‘sol’u tutmak ne demek.?
Üçünü dışarı atmak ne demek! ?
‘Türkeş’i mahkeme etmek ne demek! ?
Sizlere bu hakkı veren kim beyler…?

Ozan Arif

Vatanımın gözünde yaş
Yurdu kime anlatalım?
Biz eylülde donduk gardaş,
Mardı kime anlatalım?

Şimdi yoktur suyu soran
Bizden makbul testi kıran
Milyonlara geldi boran
Ferdi kime anlatalım?


Yaptığı ne neler dedi
Ahbap oldu fare kedi
Sürüleri köpek yedi
Kurdu kime anlatalım?

Bu dert fazla devletlere
Biz dayandık bu dertlere
Fırsat geçti namerdlere
Merdi kime anlatalım


Arif kaçtı ağız tadı
Adalet mi bunun adı
Anamızı alan kadı
Derdi kime anlatalım?

Ozan Arif

Bir kuru merhaba yetmez inan ki;
Sizi yaradana kurban olayım
Her biriniz birer pırlanta sanki,
Sizi yaradana kurban olayım.

Emmiler, dayılar, Alplar, erenler;
Türk’e ve İslam’a kanat gerenler;
Ülkücü davaya gönül verenler;
Sizi yaradana kurban olayım.

Analarım, bacılarım hak sizin,
Bu davada emeğiniz çok sizin.
Hanımlıkta üstünüze yok sizin.
Sizi yaradana kurban olayım.


Çocuklar aman haa beni üzmeyin,
Öpersem ağlayıp oyun bozmayın.
Hatta biraz ısırsam da kızmayın.
Sizi yaradana kurban olayım.

Ülkücüler, gençler, bozkurtlar, şarkın,
Ümidi sizsiniz bu Necip ırkın,
Ümidi sizsiniz Müslüman Türk’ün,
Sizi yaradana kurban olayım.

Pişiniz bozkurtlar, daha pişiniz.
İlimle, irfanla bütünleşiniz.
Yoktur emsaliniz, yoktur eşiniz.
Sizi yaradana kurban olayım.


ARİF’im padişah yapsalar tutar,
Vallahi kenara atarım atar.
Beni size çöpçü yapsınlar yeter.
Sizi yaradana kurban olayım.

Ozan Arif

Engeller asa, asa
Gelmisler kosa kosa,
Cümle gadim kardasa;
Merhabalar diyelim.

Büyük, küçük, ihtiyar,
Allah etsin bahtiyar.
Masallah bak hepsi var.
Merhabalar diyelim.


Anam, bacim, melekler,
Hanimlikta temtekler,
Çok iyi erkekden erkekler;
Merhabalar diyelim.

Çocuklari yok sayip,
Geçer miyim çok ayip,
Hepsini kucaklayip,
Merhabalar diyelim.


Bozkurtlar hele size,
Köleyim köle size,
Simdi kaldik biz bize,
Merhabalar diyelim.

ARIF derki: ölmeyen,
Ölsün sizi sevmeyen,
Sizin için geldim ben
Merhabalar diyelim.

Âah ah… Ne insanlar tanidim hey!
Hep hikaye roman çikti.
Kimi dedim agir bir sey,
Tarttim baktim gram çikti.

Kimi beni veli yapti,
Kimi beni deli yapti.
Kimi yigit rolü yapti,
Emdigi süt haram çikti.


Kimi ates duman tütmez,
Gövde saglam, güç müç yetmez.
Gel gelelim iflah etmez.
Mayasinda verem çikti.

Kimi kirli, pasli idi,
Kimi süslü, püslü idi,
Kimi sahte asli idi,
Kimi sahte kerem çikti.


Hele hele en çok yandiklarim
Kabuguna kandiklarim
Ak alinli sandiklarim
Yüzü gözü krem çikti.

Eksik oldu biraz tarif,
Kimi kaba, kimi zarif,
Hepsi böyle degil ARIF;
Kimi çôk muhterem çikti.

Türkiye’den gelen gördüm,
Hoş beş için yanına vardım
Ne var ne yok diye sordum.
Yılanlar var dedi bana.

Masal beyim arı marı,
Torpil tutmuş masaları
Vurgun ile kasaları
Dolanlar var dedi bana.

Esnaf isen boldur vergin,
İşçi sefil köylü yangın
Zengin iken daha zengin
Olanlar var dedi bana.

Bu asırda ayıp ayıp
Doktor ilaç bulamayıp
Bulsa bile alamayıp
Ölenler var dedi bana

Elektrik, su mu haşa?
Yapan yoktur hiç telaşa
Kıçlarını hala taşa
Silenler var dedi bana.

Orta direk neyin nesi
Ne kendi var ne de sesi
Ancak lafta efsenesi
Kalanlar var dedi bana

Becerene şu ş iyi
Bul paşayı dön köşeyi
Oldururlar olmaz şeyi
Bilenler var dedi bana.

Yetim hakkı leziz deyip
Devlet malı deniz deyip
Yemeyenler domuz deyip
Çalanlar var dedi bana.


Elektrik, su mu haşa?
Yapan yoktur hiç telaşa
Kıçlarını hala taşa
Silenler var dedi bana.

Orta direk neyin nesi
Ne kendi var ne de sesi
Ancak lafta efsenesi
Kalanlar var dedi bana

Becerene şu ş iyi
Bul paşayı dön köşeyi
Oldururlar olmaz şeyi
Bilenler var dedi bana.

Yetim hakkı leziz deyip
Devlet malı deniz deyip
Yemeyenler domuz deyip
Çalanlar var dedi bana.


Hiç bakmayıp şarta şurta
Ürüşveti yırta yırta
Hem de böyle uluorta
Alanlar var dedi bana.

Mektepler hep aynı heri
Yine aynı oyunları
Oynayarak beyinleri
Çelenler var dedi bana.

Hak hukuk var dendi bir de
Varsa eğer şimdi nerde
Vatan deyip hücrelerde
Solanlar var dedi bana.

Arif gardaş hallerinden
Vazgeç sen bu yollarından
Senin gibi dillerinden
Bulanlar var dedi bana.

Bugün Türkiye’de padişah olsam,
Medyanın ağzına tıpa verirdim
Fazla değil fazla üç dört gün kalsam,
Çoğunu gaz yapar tüpe verirdim.

Önce solcu liderlerden başlardım.
Deniz’le Murat’ı fena haşlardım.
Hırlaştıkça peşlerinden taşlardım.
Yetiştikçe bir ton sopa verirdim.

Ecevit’e kimler ne derse desin,
Bırakırdım Hikmet Çetin’i yesin,
Erdalla ilgili kararım kesin;
Tipsizlikten adli tıpa verirdim.

Biri hariç biri sadece biri
Satardım sağdaki tüm liderleri
Hele hele yeni türeyenleri
Parasız samana sapa verirdim.


Mesut kibirlidir kendini över
Bir lafı ağzında üç saat gever
Necmettin Bey temel atmayı sever
Ona kazma kürek çapa verirdim.

Aygır zaten bıktırmıştı canımdan
Bir de kısrak tepti zayıf yanımdan
İktidarı alır Tansu Hanımdan
Bir başörtü iki küpe verirdim

O gitti miyadı dolmak üzere
Nerde ise yolda kalmak üzere
Kıratı kocaldı ölmek üzere
Süleyman’a genç bir sıpa verirdim

Ta seksenden kalma kinim yüzünden
Yaktığı binlerce canım yüzünden
Orda bir kahpe var onun yüzünden
Bütün Marmaris’i topa verirdim


Meclisi toplardım emir buyurup
Vekillere suçlarını duyurup
İçlerinden dürüstleri ayırıp
Geri kalanını çöpe verirdim

Ayıklardım pireleri bitleri
Katiyyen vermezdim bu şehitleri
Bu vatan bölünsün diyen itleri
Sorgusuz sualsiz ipe verirdim

Arif bu milletin huyu huy değil
Alkışı var rey yok olur şey değil
Ben olsam Türkeş’e sade rey değil
Hem madalya hem de kupa verirdim…

Ozan Arif

Ben köylüyüm beni hiçe,
Sayanlara rey yok rey yok.
Kanımızı içe içe,
Doyanlara rey yok rey yok.

Ula bizi aptal sayıp,
Çağ atladık demek ayıp,
Memleketi yağmalayıp,
Soyanlara rey yok rey yok.

Seçimlerde kapımı aç,
Ondan sonra beş sene kaç,
Yağma yoktur bizi muhtaç
Koyanlara rey yok rey yok.


Zekası kıt kütüklere,
Şahsiyeti yitiklere,
Süslü püslü nutuklara,
Beyanlara rey yok rey yok.

Mesela şu bizim beye,
Meryem için mezar niye
Hem cami hem kiliseye
Uyanlara rey yok rey yok.

İstanbul’a Rumlar varsın,
Yeni Patrikhane kursun.
Ayasofya kitli dursun
Diyenlere rey yok rey yok.


Kandıramaz artık beni,
Oyuncak mı İslam dini,
Kendi şalvar kızı mini,
Giyenlere rey yok rey yok.

Ece, Neco, Çoban Sülü,
Paşa dölü maşa dölü
Yeter artık yıllar yıllı,
Yiyenlere rey yok rey yok.

Arif der ki aklım ermez,
Aklı olan oy moy vermez,
Bir postallı görür görmez
Tüyenlere rey yok rey yok

Deli gönül isyan etme boşuna,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.
Kul olanın her şey gelir başına,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Düşün düşün hayal bitti düş bitti,
Ağla ağla gözümdeki yaş bitti,
‘Amentü’ ye iman ettim iş bitti,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Her dara düştüğün yerde Allah’tan,
Hakkında hayırı ver de Allah’tan
Hayır da Allah’tan şer de Allah’tan
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.


Bazı zamanlarda bazı yerlerde,
İnanırım derde derman derler de,
Çünkü hayır varmış bazı şerlerde
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Mevla çekirdeğe orman gizlemiş,
Tahıl tanesine harman gizlemiş,
Yılanın zehrine derman gizlemiş,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Gönül bizi bilmeyen var bilen var,
Halimize ağlayan var gülen var,
Bizden daha büyük derdi olan var,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.


Kaç ülkü gülünün şimdi şu anda,
Kellesi bekliyor yağlı urganda,
Hiç olmazsa gel onlardan utan da,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Gönül korkma; çok çok sürgün ölürsün
Ne açıkta ne de düzde kalırsın,
Bir mezarı nerde olsa bulursun,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Felek zulüm ediyorsa koy etsin,
Duy ARİF’i çile bitsin dert bitsin.
‘Tevvekeltü taalallah’ de gitsin.
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Ozan Arif

Yeter, yeter gönül yeter, senden çektigim.
Avuca sigmadin, ele sigmadin,
Ömür boyu gözlerimden döktügüm,
Yagmura sigmadin, sele sigmadin.

Gönül seninle gitmek zor ismis,
Seni adim, adim gütmek zor ismis,
Seninle yolculuk etmek zor ismis,
Daglara, taslara, yola sigmadin.


Sen yoldas degil de esir aradin,
Esirin de oldum kusur aradin,
Emellerin için asir aradin,
Mevsime sigmadin, yila sigmadin.

Sen bitmedin ben artik bittim,
Sazimla beraber pesinden gittim,
Onuda derdine âmade ettim,
Perdeye sigmadin, tele sigmadin.


Hizmet ettim sana hizmet herseyle,
Sonunda gocattin ARIF’i böyle
Destan mi yazmadim siir mi söyle
Kaleme sigmadin, dile sigmadin.

Ozan Arif

Ne kadar anlatsam tükenmez, bitmez
Bu benim bağrımda yatan hasreti
Anlatmaya zaten takatim yetmez
On yıldır yakamdan tutan hasreti


Pençesi bağrımda dişi derinde
Söküp atar mıyım günün birinde?
Gurbetin upuzun gecelerinde
Beni yudum yudum yutan hasreti


Arif bu hasretin yoktur ilacı
Ana, baba, kardeş, bir yanda bacı
Birinin hasreti birinden acı
Amma en acısı vatan hasreti

Bu kaçıncı bayram vatandan uzak,
Saya saya usandım ben bıktım ben.
Umutlar karlı dağ hayaller kızak
Kaya kaya usandım ben bıktım ben.

Hayal meyal köyüm gelir gözüme,
Mübarek gün ateş düzer özüme,
Dertlerimi dert ortağı sazıma
Diye diye usandım ben bıktım ben.

Bayramlarda seni aziz vatanım,
Daha başka türlü arzular canım,
Heyhat…Hasret benim bayram mintanım
Giye giye usandım ben bıktım ben.


Çaresizlik kement, geçer boynuma,
Ayrılık balyozla vurur beynime,
Boyun büküp ellerimi koynuma
Koya koya usandım ben bıktım ben.

Gurbet beni toprağıyla taşıyla,
İyi tanır iyi her karışıyla,
Yollarını gözlerimin yaşıyla
Oya oya usandım ben bıktım ben.

Her bayram her bayram ‘Allah-u Ekber ’
Kulaklarım ezan sesini bekler,
Lakin çan sesinde acı gerçekler
Duya duya usandım ben bıktım ben.


İşte o gerçekler biner sırtına,
ARİF’in içinde kopar fırtına
Elin vatanında elin şartına
Uya uya usandım ben bıktım ben.

Ozan Arif

Tarifi imkânsız hisler içinde
Seviniyor, coşuyorum şu anda
Turan görünüyor sisler içinde
Yollarına düşüyorum şu anda

Niyet ettim daha yola girmeden
Geçilir mi Nahçivan’ı görmeden
Nahçivan’da bir çay içip durmadan
Bakü’deyim şaşıyorum şu anda

Bakü’de düğümü çözer gibiyim
Sanki İstanbul’da gezer gibiyim
Bakü’yü okşayan Hazar gibiyim
Kabarıyor, şişiyorum şu anda

Can Azerbaycan’da kabaran yürek
Durmaz artık yolcu yolunda gerek
Ver elini Türkmenistan diyerek
Askabat’ı aşıyorum şu anda


Aşkabat’tan çıkıp Taşkent yoluna
Semerkant, Buhara, Özbek eline
Amu-Derya olup Aral gölüne
Dolup, dolup taşıyorum şu anda

Ben tasarken Tacikistan susuyor
Biskek’e varmasam Kırgız küsüyor
Tanrı Dağları’ndan rüzgar esiyor
Tatlı tatlı üşüyorum şu anda

Üşüsem de gidiyorum öteye
Kazakistan yani Alma-Ata’ya
Mazideki gibi binip bir tay’a
Yesi’deyim koşuyorum şu anda

Çünkü Yesi bir mübarek kucaktır
Ana kucağından daha sıcaktır
Ahmet Yesevi’ye ait ocaktır
O Ocakta pişiyorum şu anda


Horasan’ın erleri de pişmişler
Anadolu Rumeli’ye düşmüşler
Onlar bir ışık, bir güneşmişler
Nurlarında ışıyorum şu anda

Nurlarında ışıyorken iste tam
Gam bürüyor yüreğimi yine gam
Doğu Türkistan’ım, Bati Trakya’m
Yaranızı deşiyorum şu anda

Mezar eşmek korkutmuyor beni pek
Ne mezarlar eştim bugünlere dek
Kırım’a, Musul’a, Kerkük’e tek tek
Ay Yıldızı döşüyorum şu anda



Ay Yıldız, örtüsü Kızıl Elma’nın
Arif doruğunda murat almanın
Ülkücü olmanın Bozkurt olmanın
Gururunu yaşıyorum şu anda

Hep böyle gıtmezki, talihin bize,
Güldüğü zaman da gelecek duur…dur.
İmanın önünde küfürün dize,
Geldiği zaman da gelecek duur…dur.

Öyle bir geldiki, Eylül-ü Seksen,
Ne Ebucehil’i, ne put’u noksan.
Ne olursa olsun yer ile yeksan.
Olduğu zaman da gelecek duur…dur.

Gelecek vallahi, gelecek bakın,
Sıkın dişinizi az daha sıkın,
Bu zulüm hiç ölmez sanmayın sakın,
Öldüğü zaman da gelecek duur…dur.


Yanlış oldu yanlış, tabir-i ölüm.
Ölmeyecek, geberecek bu zulüm.
Bugün bilmese de haddini zalim,
Bildiği zaman da gelecek duur…dur.

Çekilen bu çile, acı ve sızı,
Verilen kavganın biberi, tuzu.
Haklının muhakkak haksızla kozu,
Böldüğü zaman da gelecek duur…dur.

Ben dur desem bile, bende ki hınça,
Millet kalkışacak bunları linçe.
Her zalimin gırtlağında bir pençe,
Bulduğu zaman da gelecek duur…dur.


Boşuna mı çektik tasayı, yası?
Sonra çıkar sonra sabrın faydası!
Bu Ozan Ârif’in zafer gaydası,
Çaldığı zaman da gelecek duur…dur

Ozan Arif

Ben ülkücü doğdum bu yoldan asla
Sapmadım sapmam da mümkün değildir.
Makasla kestiler beni makasla
Kopmadım kopmam da mümkün değildir.

Başımı koyduğum mübarek yola
‘Ters düştü’ diyormuş bir kaç budala
Yaydıkları gibi paraya pula
Tapmadım tapmam da mümkün değildir.


İhtirasım olsa mal mülk nevale,
Ben de alkış tutup şimdi şu hale
Ya makam kapardım ya da ihale
Kapmadım kapmadım da mümkün değildir.

Küresellik, globallik, tombulluk
Her şeye he demem yok öyle bolluk
Allah varken Allah, kuluna kulluk
Yapmadım yapmam da mümkün değildir.


Bu Arif’i herkes iyi bilmeli,
Ne şimdi ne sonra ne de evveli
Ben Türkeş’ten başka bir lider eli
Öpmedim öpmem de mümkün değildir.

Ozan Arif

İzimiz olacak hep onun izi,
Ne desem nafile bu imiş yazı
Bu dünyada yarım kalan namazı
Cennet-i Ala ‘da kıldı Hüseyin
Muradı Firdevs’te aldı Hüseyin.

Hak yolda yürüdü Hak yolda gitti
Hak yolda bir ömür böylece bitti.
Çiçeği burnunda babayiğitti
Ülkü bahçesinde güldü Hüseyin
Soldu Ülküdaşım soldu Hüseyin.


Hüseyin’de ne can ne nefes kaldı
Geriye bir ülkü bir heves kaldı.
Bir kanlı seccade bir de fes kaldı
Arif’i acıya saldı Hüseyin.
Öldü Ülküdaşım öldü Hüseyin.

-Mamak Zindanlarında Sabah namazını eda ederken

Basına dipçikle vurularak şehit edilen Hüseyin Kurumahmutoğlu’nun aziz hatırasına-

Ozan Arif

Nasıl öldü dedim nasıl ben ona
Hüseyinler ölmez, Şehitler ölmez.
Öldü denilmezmiş şehit olana
Hüseyinler ölmez, Şehitler ölmez.

Onlar yaşar amma zordur görmesi,
O kanlı seccade, o kanlı fesi,
İşte işareti işte belgesi
Hüseyinler ölmez, Şehitler ölmez.


Esas ölü onun kanına giren,
Kıldığı namazı ona çok gören,
Esas ölü onlar onlar geberen
Hüseyinler ölmez, Şehitler ölmez.

Ve siz.Ey vicdanı katı olanalar,
Vatanın kan emen biti olanlar
Her devrin köpeği iti olanlar
Hüseyinler ölmez, Şehitler ölmez.

-Mamak Zindanlarında namaz kılarken şehit edilen Hüseyin Kurumahmutoğlu’nun ardından-

Ozan Arif

Neler olur neler neler,
İktidara gelelim bak.
Memleketin yüzü güler,
İktidara gelelim bak.

Keyfi emir buyurmak yok,
Zengin-fakir ayırmak yok,
Rüşvet, torpil, kayırmak yok
İktidara gelelim bak.


Hemi garbı, hemi şarkı
Bir tutacak devlet çarkı,
Olmayacak hizmet farkı
İktidara gelelim bak.

Milli gelir köşe bucak,
Adaletli dağılacak,
Soygun vurgun boğulacak
İktidara gelelim bak.


Siyonistlik, komünistlik,
Bölücülük teröristlik,
Kazınacak bütün pislik
İktidara gelelim bak.

Arifleri yoracağız
Yaraları saracağız,
Çağa mühür vuracağız
İktidara gelelim bak.

Ne bu günüm ne yarınım
Taa dünümle kavgadayım.
Hemi ruhum hemi canım,
Bedenimle, kavgadayım.

Ömür geçti yürü, yürü
Şöyle baktım dönüp geri,
İlk doğduğum günden beri,
İlk günümle kavgadayım.


Kırk senedir yol almışım,
Ne arayıp ne bulmuşum,
Bir yanımla dost olmuşum,
Bir yanımla kavgadayım.

Doğu, batı, falan, filan,
Kuzey, güney hepsi yalan,
Tek kıbleden geri kalan,
Her yönümle kavgadayım.


ARİF dedim düşün ince,
Şunu gördüm düşününce,
El alemden daha önce,
Ben benimle kavgadayım.

Ozan Arif

Şu yalan dünyada iki yakamı,
Birbirine değdirmeye çalıştım.
Ne malı düşündüm ne de makamı,
Zulmu büküp eğdirmeye çalıştım.

Gücü Hakk’tan üstün tutan illeti,
Tanımadım uyandırdım milleti,
Hak haklının dedim haksız kuvveti,
Adalete boğdurmaya çalıştım

Velakin olmadı gücüm yetmedi
Zulmün karanlığı geçip gitmedi
İs veren mumları gözüm tutmadı
Ben güneşi doğdurmaya çalıştım.


Hilalden korktular güneşi bırak,
Baktım ki vahdeti çatlatmış kurak,
Yürekler çöl olmuş beyinler çorak,
Çöle yağmur yağdırmaya çalıştım.


Çerkezini, Gürcüsünü, Kürdünü,

Ayırmadan en küçük bir ferdini,
Müslüman Türk aleminin derdini,
Şu sırtıma yığdırmaya çalıştım.

Her sefer düşerken kapıp üç ayı,
Yeniden başlattım kutlu kavgayı,
Türk -İslam sevdası denen sevdayı
Bir ömüre sığdırmaya çalıştım


Seni anlar Arif ‘taban’ dediler
İlin, aşiretin, oban dediler
İsterse sağarmış çoban dediler
Tekeden süt sağdırmaya çalıştım.

Ozan Arif

Daha duur… Daha dur, bu daha ne ki..!
Daha bu sevincin yarısı gardaş,
‘Başbuğ’ çıktı ama, bitti mi peki?
Bitmedi bayramın serisi gardaş.

‘Muhsin’ nasıl, ‘Yaşar’ nasıl şu anda?
Hepsinin de suçsuzluğu meydanda.
Daha hâlâ vatan diye zindanda
Yatan yiğitlere darısı gardaş.

Takvimlerin başka günü mü yoktu?
Sekiz veya on Nisan`ı bıraktı,
Dikkat et; tam ‘dokuz Nisan’`da çıkt.
Bu bence hikmetin birisi gardaş.


Bu günü bizlere gösteren Allah,
Daha neler gösterecek inşallah.
Aklımdan geçeni bilseniz aah… Ah!
Susacak küfrün borusu gardaş.

Ne dediysem çıktı, bu da bak çıkar.
Muhakkak… Muhakkak…Muhakkak çıkar.
Yumurtayı kırsan önce ak çıkar,
İçinde dir esas sarısı gardaş.

Dört sene, yedi ay, kolay mı bre..!
Unutursam Allah belâmı vere.
Bize hesap verecekler bir kere,
Bunların ölüsü-dirisi gardaş.


Ozan Arif; ‘Başbuğ’ keyfine baksın.
Ne üzülsün, ne de canını sıksın.
İçerdeki yiğitleri hep çıksın,
Ondan sonra kolay gerisi gardaş.

Ozan Arif

Başka şey anlamam, Allah var Allah…
Bilmeyene devlet başkanı demem.
Her şey kadir O, Ondan maazallah,
Yılmayana devlet başkanı demem.

Baş dediğin tanımalı uğruyu.
Tanımazsa tazeleriz ağrıyı,
Bir yanlış içinden bir tek doğruyu,
Bulmayana devlet başkanı demem.

Bir ülkenin kemiğini etini,
Rüşvet, yeyip oynatırken atını,
Devlet tarlasından ayrık otunu,
Yolmayana devlet başkanı demem.


Kavgam var hemşerim, kavgam zilletle…
Türk-İslam düşmanı cümle illetle,
Milletle ağlayıp, yine milletle,
Gülmeyene devlet başkanı demem.

Rakı masasından devlet idare
Ediler mi beyler, bu mudur töre?
İşretten kalkıpta hiç tefekküre,
Dalmayana devlet başkanı demem.

Öksüzün hakkını rakı mezesi,
Yapmanın, siz deyin nedir cezası?
Yaptığı her işte Allah rızası,
Olmayana devlet başkanı demem.


Hasbelkader bilmem ne olmuş diye,
Yaltaklık yapmam ben paşaya, beye.
Gelmeyene devlet başkanı demem.

Adaleti Ömer Radyallahıanh’dan
Mertliği Ali’den, ilmi Osman’dan,
Sadakati Bekir, feyzi Kur’an’dan,
Almayana devlet başkanı demem.

Ârif olan olmaz nefsin uşağı,
Harmana getirmez densiz başağı,
Türk-İslam aşkıyla baştan aşağı,
Dolmayana devlet başkanı demem.

Derinde dost derinde,
Derdim var, derdim benim
Dünyanın her yerinde,
Derdim var, derdim benim.

Şu dünyaya bak hele
Türk’e karşı el ele
Ta evvelden ezele
Derdim var, derdim benim.

Bak bugün Çeçenistan,
Destan yazıyor destan
Esir Doğu Türkistan
Derdim var, derdim benim.


Karabağ’ın karalar,
Bağladığı sıralar,
Bir beş değil yaralar
Derdim var, derdim benim.

Acı, ıszı keder gam
Dolu Batı Trakya’m
Ben nasıl dertsiz olam
Derdim var, derdim benim.

Kurtlar kuzu postunda,
Hepsi onun kastında,
Kıbrıs diken üstünde
Derdim var, derdim benim.


Kerkük, Musul yaddadır
Ateştedir oddadır
Kırım’ım feryattadır
Derdim var, derdim benim.

Bosna da ezan yaslı
Gelin, kız, kızan yaslı
Bu yüzden Ozan yaslı
Derdim var, derdim benim…

Ozan Arif

Zor günlerden geçiyorsun gayet zor,
Yılmamalı ülküdaşım dikkat et.
Gaflet ateş, gaflet alev, gaflet kor,
Dalmamalı ülküdaşım dikkat et.

Başbuğu yitirdik senin acını,
Ben de biliyorum; topla gücünü,
Salarsak olur mu ipin ucunu?
Salmamalı ülküdaşım dikkat et.

Acı büyük fakat ne yap yap dayan,
Dayan ki derdini olmasın duyan,
Bizim derdimizi bizden olmayan
Bilmemeli ülküdaşım dikkat et.


Sen de biliyorsun dost var düşman var,
Hatta dostumuzdan çoktur düşmanlar
Gülmek için fırsat kolluyor bunlar
Gülmemeli ülküdaşım dikkat et.

Bazı güçler var ki gülmek istiyor,
Senin birliğini delmek istiyor
Bizi parçalamak bölmek istiyor
Bölmemeli ülküdaşım dikkat et.

Bir de şu var Başbuğ’umu üzenler
Sağlığında aleyhinde gezenler,
Yokluğunda aramızda hemen yer
Bulmamalı ülküdaşım dikkat et.


Bu hareket; aklı eren hareket
Şehitler gaziler gören hareket,
İhanete prim veren hareket
Olmamalı ülküdaşım dikkat et.

İhanete prim verdiğin zaman,
Yaman yargılanır hareket yaman
İşte bu noktaya aman ha aman
Gelmemeli ülküdaşım dikkat et.

Arif der memleket perişan halda,
Ne sağda hayır var ne artık solda,
Umut sensin umut bu kervan yolda
Kalmamalı ülküdaşım dikkat et.

Düşman mısın dünya bana düşman mı?
Şu bağrıma her saplanan ok senin.
Herkes böyle doğduğuna pişman mı?
Yoksa zulmün bana mıdır tek senin?

Dertlerini depo ettin içime,
Kırkta koydun yetmiş beşlik biçime,
Bak bu yaşta sakalıma saçıma
Tutam tutam erken düşen ak senin.

Çilenin, kederin, gamın yekünü,
Dağ gibi sineme salmış kökünü,
Bana mı güvendin bütün yükünü
Omuzumda taşıdığım yük senin.


Bu yüke gücümü yetiremedim,
Ağır geldi ağır götüremedim,
Uğraştım uğraştım bitiremedim,
Zalimlerin mazlumundan çok senin.

Allah’tan korkmadan göz göre göre,
Vatansız dedirttin vatanpervere,
Olur mu dünya be! Olur mu bre?
İşte buyur marifetin bak senin.

Hep beni mi ısıracak dişlerin,
Hep bana mı çatılacak kaşların,
Haksız haksız yanlış yanlış işlerin,
Etti artık bu canıma tak senin.


Dar ettin kendini sen ARİF’e dar,
Zayıfa düşmansın kuvvetliye yar,
Külahıma desin kim diyorsa var
Yok be dünya adaletin yok senin.

Ozan Arif

Hakimler…Savcılar…Dinleyin hele,
Derini düşünün…Haktan şaşmayın..!
Uğraşmayın sizden yüksek dağlarla,
Karını düşünün…Haktan şaşmayın..!

Aslanı mahkeme edemez tilki,
Sözlerim sizlere ters gelir belki,
Bütün ülkücüler mahkûm değil ki (…),
Hürünü düşünün…Haktan şaşmayın..!

Aklına gitmeyin üç-beş delinin,
O Saltık denilen Moskof dölünün.
Bir milyon rey veren M.H.P’linin,
Birini düşünün…Haktan şaşmayın..!

Vural Özenirler…Soyer…Kayacan,
Sizi kurtaramaz o Saltık amcan,
Hamama girerken duyun heyecan,
Terini düşünün…Haktan şaşmayın..!


Bildiğiniz gibi yazın ve çizin,
İpliği pazara çıktı bu bezin
‘Ya sabır…’ çekmekten yorulan dizin,
Ferini düşünün…Haktan şaşmayın..!

Anlamak zor değil sabrın sonunu,
Milletin bu kadar sıkman canını,
Kadehe koyarken Bozkurt kanını,
İrini düşünün…Haktan şaşmayın..!

Mahkeme deyilse şartlanmış yönde,
Neden yapılmıyor millet önünde..?
Bu alçak yargının Türk tarihinde,
Kirini düşünün…Haktan şaşmayın..!

İki gün mahkeme, üç gün teklemen,
Yalanın üstüne yalan eklemen,
Hukuku katledip, hayır beklemen,
Şerini düşünün…Haktan şaşmayın..!


Rütbeye güvenip yapmayın talan,
Rütbe babanızın malı mı ulan..?
Rüzgârı ekerken çıkacak olan,
Ürünü düşünün…Haktan şaşmayın..!

Mahkeme politik…Hukuksa süsü,
Bugün belki hoştur davulun sesi,
Demedi demeyin; benden demesi,
Yarını düşünün…Haktan şaşmayın..!

Sanmayın zulmünüz size kalacak,
Masum kan ağlarken hain gülecek,
Sizden yedi göbek sonra gelecek,
Torunu düşünün…Haktan şaşmayın..!

Sabrımız bitip de gelince aşka,
Ârif der; kadınız ben olsam keşke,
Darağacı değil..! Daha bir başka,
Türünü düşünün…Haktan şaşmayın..!

Ey Türk Genci! Bir yanın alp,
Diğer yanın eren olsun.
Sen sen ol da kalp kırma kalp
Sevgi mumun çıran olsun.

Olur isen bir alperen,
Tam Müslüman Türkler gören
Hayatına şekil veren;
Dinin ile tören olsun.

Para, mal mülk, makam yetki,
Etmemeli sana etki
İmanını sağlam tut ki:
Küfür batsın viran olsun.


Zorun zulmün hiç bir türü,
Döndürmesin seni geri,
Hak bildiğin yolda yürü
İsterse kar boran olsun.

Delikanlım! Cehle inat,
Sen gel seni bilgi donat,
İlim, irfan kültür sanat
Sana dost ve yaran olsun.

Sev barışı, sev dirliği,
Aşk bil vatanperverliği,
Hayalinde Türk birliği,
Gönlünde hep Turan olsun.


Uyar isen eğer uyar,
Arif’in bir öğüdü var
Bir elinde bilgisayar
Bir elnde Kuran olsun.

Ozan Arif

Benim davam açık Allah davası
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.
İlay-ı Kelimetullah davası
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Dedem Saltuk Buğra Han’dan bu yana,
Türk-İslam ülküsü demişim ona,
O yüzden ülkücü denilmiş bana
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Bu dava vatandır, dindir, millettir,
Bu dava devlet-i ebet müddettir,
Bendeki sevdası ilelebettir
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.


Ben hemşerim eksik olabilirim,
Bazısına ters de gelebilirim,
Amma davam için ölebilirim
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Ha ölebilirim dediysem bakın,
Siz beni ölmedi sanmayın sakın,
Şehit verdim şehit beş bine yakın
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Hareket olarak verdiğim bunlar,
Ya daha önceki şehit olanlar,
Düşünmeli hazır vatan bulanlar
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.


Ama geçen varmış varsa yazıktır,
Gaflettense döner; zaten eziktir
Gafletten değilse kanı bozuktur
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Kan bozuk olmazsa mazi satılmaz,
Takım tutar gibi dava tutulmaz,
Moda da değildir her yıl atılmaz
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Bu Ozan Arif’i bey yapsanız bey
Diyecektir size ‘Bu beylik de ney? ’
Davama kölelik daha güzel şey
Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdan.

Ozan Arif

Yaşım otuz, kırk oldu ahâ,
Yorula, yorula geçti bu ömrüm.
Ölüp, ölüp yeni baştanbir daha
Dirile, dirile geçti bu ömrüm.

Gidemedim şu feleğin suyuna,
Felek beni hep getirdi oyuna,
Kriş yaptı çilesinin yayına,
Gerile gerile geçti bu ömrüm.

Hiç bakmadım zalimlerin çapına
Kafa tuttum, karşı koydu topuna,
Yalnız hakikatın, hakkın ipine,

Ve lakin hor gördü hayat beni hor,
Zor imiş hayatta eğilmemek zor,
Eğilmedim amma sen gel bana sor,
Kırıla, kırıla geçti bu ömrüm.

Millet dedim anlamadı derdimden,
Devlet dedim, kuyu kazdı ardımdan,
En sonunda en sevdiğim yurdumdan,
Sürüle, sürüle geçti bu ömrüm.

Senelerdir vatanımdan ırağım,
Ne mekanım belli, ne durağım,
Yâd ellerde parça, parça yüreğim,
rıla yarıla geçti bu ömrüm.


Arif derki; eremedim ahtıma,
Veda etmek üzere gemi rıhtıma,
Ele değil ele kara bahtıma
Darıla darıla geçti bu ömrüm.

Yarıla sarıla geçti bu ömrüm.

Ozan Arif

Ülküdaşım dinleyin sitemim var sizlere,
Siz biz diye bir şey yok hepimize bizlere
Çünkü ben de dahilim söylediğim sözlere
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Ülkücüyüz güçlüyüz tamam iyi, güzel, hoş
Tamam iyi güzel de şu nokta biraz nahoş
Yaşamaya geldi mi çoğumuz maalesef boş
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Teşkilat, fikir, lider kafama başka girmez,
Ülkücü olan insan bunlardan taviz vermez,
Verenden de bu dava kıl kadar hayır görmez
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Teşkilat kışla demek kışlasız durulamaz,
Kışla olmazsa eğer ordu da kurulamaz,
Ordusuz da menzile hedefe varılamaz
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Fikir ne dokuz ışık Başbuğ der; biz duyarız
Şimdi saymaya kalksak kaç tanemiz sayarız?
Hep altınız altın da biraz düşük ayarız
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Teşkilat, fikir varsa orada lider olur
Lokomotif olmazsa vagonlar yolda kalır
Herkesten lider olmaz lideri zaman bulur
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Liderlik taslayanı kızmasınlar gördüm ben,
Kendini meşe sanan ne yosunlar gördüm ben,
Sonunda düve çıktı ne tosunlar gördüm ben
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Dava Nizam-ı Alem: yani davamız haktır,
Allah’ın nizamını yeryüzüne yaymaktır,
Başarının şartı da bu davaya ı-uymaktır
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.



Yanılmıyorsam eğer Şu şekilde bir söz var:
İnandığı davayı yaşamayan insanlar
Yaşadığı hayata inanmaya başlarlar
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.


Yaşamaz ülküdaşım imkanı yok yaşamaz,
Yaşanmayan bir dava hedefe ulaşamaz
Ülkücü aylak aylak gezemez dolaşamaz
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Türk’üz ve Müslüman’ız Elhamdülillah evet
Ülkücülük bu ise oh ne ala memleket!
Hani nerde çalışma hani nerde ibadet?
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

İbadet yapınca da kaçmaya kalkıyoruz,
Teşkilattan davadan geçmeye kalkıyoruz
İki rekat kıldık mı uçmaya kalkıyoruz
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Yalan mı arkadaşlar bazımız var kasılır,
Gençleri tenkit eder sevimsizce asılır,
Şeriat tamam değil tarikatçı kesilir
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Bize yeni ısınan kalpleri körlemeyin,
Kılmayan kılar bir gün onları horlamayın
İslam’ın emri zaten sevdirin, zorlamayın
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Ülkücü her insana uzanan insan demek,
Hoşgörü ve sevgiyle bezenen insan demek
Gönülleri fetheden kazanan insan demek
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Kızmamak lazım gardaş gerçeklere kızmamak,
Marifet yapmak amma yaparken de bozmamak,
Bir eksik de şu bence: Okumamak yazmamak
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.


Okuyan az yazan az acı ama biz buyuz,
Okumazsak arkadaş muvaffak olur muyuz?
Üstelik ‘oku’ diyen bir dinin mensubuyuz
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Şehitler ve gaziler mazimizi süslüyor
Azerbaycan, Türkistan, Kerkük bizi sesliyor
Müslüman Türk dünyası bize ümit besliyor
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.


Bu kürek bu karları kürümez ülküdaşım,
Bu ateşle bu dağlar erimez ülküdaşım,
Lafla peynir gemisi yürümez ülküdaşım
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Hak etmeden geleni görüyorsun şahitsin,
Hayırsız iktidarlar dönemi artık bitsin
Biz böyle olacaksak Allah bizi kahretsin!
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Yaşayanlar var elbet maşallah görüyoruz,
Göğsümüz kabarıyor göklere eriyoruz
Onların duasıyla ayakta duruyoruz
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Allah var şu da gerçek: Çalışan çalışıyor,
Tertemiz pırıl pırıl kadrolar oluşuyor
Teşkilat günden güne büyüyor gelişiyor
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse hak ederek gelmeli.

Kimse Ozan Arif’i çok hayalci bulmasın
Davayı yaşamayan tek ülkücü kalmasın
Biz o gün iktidarız hiç şüpheniz olmasın
Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli
İktidara gelirse Allah için gelmeli.

Ozan Arif

Oturdum,düşündüm sebep ne neden?
Kızıla değil de ala kıydılar.
Bazan Yunus,bazen Yavuz’ca giden
Yolcuya kıydılar,yola kıydılar.

İlahi bir aşkla tütüp dururken
Ateşinde küfür kızıl erirken.
Işığı yarına müjde verirken
Ocağa,ateşe,küle kıydılar.

Bu söz yeni değil söylenmiş önce
Diken yaranırmış deveye anca
Deve çobanından bağban olunca
Dikeni bırakıp güle kıydılar.


Allah için biri gerçeği görüp
Dökmedi zehirin tasını kırıp
Üstelik zehiri süngüye sürüp
Ne tuhaf değil mi bala kıydılar.

Baba evladına kıyar sanmazdım
Zaten kıyan el olsaydı tınmazdım
Önceden kıysalar yine yanmazdım
Zafere bir adım kala kıydılar.

Ahde vefa var ya,umutmuş gardaş
O umut ki bizi uyutmuş gardaş
Baltalar sapını unutmuş gardaş
Ormana ağaca,dala kıydılar.


Çekilenler hayalimde yadımda
Anlatmakla bitmez iki adımda
Kırkdörtten seksene hesapladım da
Otuzaltıbuçuk yıla kıydılar.

İnanan ne zaman olmuş ki mağlup?
Kıysalar da biziz yarın ki galip
Lakin oyununu oynadı salip
Uşakları üç hilale kıydılar.

Bu gerçeği Arif olan söylüyor
Kıyanın kurduğu plan söylüyor
Kim derse ki gaflet,yalan söylüyor
Bunlar bize bile..bile kıydılar.

Ey… En kara sevdaların sevdası,
Bu kim bilir kaç bin kalbin sedası!
Ey… Nesl-i Asım`ın ana gıdası;
Ekmeğim sen, suyum sensin, havam sen,
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.

Yürek yürek senin ile dolmuşum,
Vatanıma seni lâyık bulmuşum,
Senin için terk-i vatan olmuşum.
Dağım sensin, taşım sensin, ovam sen,
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.

Ağlıyorum, göze sicim sicimsin.
Tahamülüm, tâkatimsin, gücümsün,
Şu gurbette gardaşımsın, bacımsın,
Anam, babam, evim-barkım, yuvam sen
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.


Dörtbir yanda kaldı her bir pârem oy…
Senin ile şifa bulur yârem oy…
çaresizlik içindeki çarem oy…
Tabibim sen, dermanım sen, devâm sen,
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.

Kendimi çok zindalarda buldum ben,
Sen sanmaki bu çileden yıldım ben,
Bu çileye baştan tâlip oldum ben,
ç; ile ile bulacaksın kıvam sen,
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.

Zindanın tam önündeki meydanda,
Son şehidi verdim yağlı urganda,
Gülle yemiş sur gibiyim şu anda!
Temelim sen, duvarım sen, sıvam sen,
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.


Ey… Arif`in dilinde ki türküsü!
Küfrün ve imansızın korkusu
Ey… Ak şafak, ey… Türk-İslâm ülküsü;
İlelebed edeceksin devam sen,
Yaşamamın gayesisin dâvâm sen.

Ozan Arif

On bir yıl sonra gördüm yurdumu
Toprağı bozulmuş,taşı bozulmuş
Açamadım kimselere derdimi
Halkın yüzde yetmişbeşi bozulmuş

Edirne’den Van’a Van’dan Mersin’e
Muğla’sından başla yürü Kars’ına
Kapılmayan yoktur para hırsına
İzmir’i ,Konya’sı Muş’u bozulmuş

Haramı helali incele de bak
Ya aptal diyorlar ya avanak
Haram dolu haram tencere tabak
Ekmeği bozulmuş,aşı bozulmuş


İyi varsa alınmasın sözüme
İyi miyi görünmedi gözüme
Bakarak kararmış üzüm üzüme
Kurunun yanında yaşı bozulmuş

Köprünün altından çok sular akmış
İyiler yerine lükse bırakmış
Sevdalar fuhuşa sekse bırakmış
Gönüllerin artık düşü bozulmuş.

Bir kahveye kırk yıl hatır yok şimdi
Ne kırk yıl kırk saniye çok şimdi
Hatıra gönüle karın tok şimdi
Gaddar olmayanın işi bozulmuş


Vatan vatan tabii vatan vatan da
Esrar satan da var,karı satan da
Çıkıyorlar akşam güneş batanda
Erkekler değişmiş,dişi bozulmuş.

Vatan için millet için döğüşmüş,
Mana için maddeyle boğuşmuş
İnsanlarda bile ölçü değişmiş
Bozulmaz dediğim kişi bozulmuş.

Baştakiler ne yaparsa elbette
Aynısını yapacaktır millette
Ah Arif ah,vatanımız cennet de
Velakin balığın başı bozulmuş.

Bir dakika beyim sizlerle bizi,
Üzdüren kuvveti bilmek istiyorum.
O vicdan denilen duygudan sizi,
Bezdiren kuvveti bilmek istiyorum.

Radyodan denmisti bir ögle vakti,
Hani çökecekti ‘Tay’larin tahti,
12 Eylül’de yapilan ahti,
Bozduran kuvveti bilmek istiyorum.

Anlamadan dag köyünün halindan,
Çakaralmaz alinirken belinden,
Kelepçeyi ‘Baba’larin kolundan,
Çözdüren kuvveti bilmek istiyorum.

Reklâma karin tok, yapman tantana.
Nasil kaçti ‘Boran’, izah et bana..!
Hemide ilk önce Bulgaristan’a,
Sizdiran kuvveti bilmek istiyorum.

Yedi nice ülkücünün etini,
Buna ragmen oynatiyor atini,
Daha hâlâ ‘Ugur Mumcu’ itini,
Yazdiran kuvveti bilmek istiyorum.


Ecele yaklasan köpegin biri,
Camii duvaridir pisleme yeri.
Hmdi Sevinç gibi, ‘Savci Soyer’i,
Azdiran kuvveti bilmek istiyorum.

Adalet-madalet iyi ya, has ya,
Ancak bu sekilde yapardi Rusya.
MHP hakkinda uydurma dosya,
Düzdüren kuvveti bilmek istiyorum.

Bölücü kim imis, bilelim biz de,
Söyleyin dogrulu var ise sizde.
CHP’nin kayigini denizde,
Yüzdüren kuvveti bilmek istiyorum.

Izini kaybetti yürüyüp karda,
Bu ne biçim istir, adâlet var da,
‘Ecevit’i suçsuz gibi disarida,
Gezdiren kuvveti bilmek istiyorum.


Liderlik armasi degildir bakir,
Rey verdi efendi, bir milyon fakir.
Alparslan Türkes’in ardindan çukur,
Kazdiran kuvveti bilmek istiyorum.


Bu suçlu listesi yanlistir toptan,
Kanli katil yetistirdi her tipten,
Listede neden yok ‘Alacakaplan’?
Çizdiren kuvveti bilmek istiyorum.

Kizmayin, sizlere karsi mi çiktik?
Gemi mi batirdik, düzen mi yiktik?
Meselâ ‘Asker’e kursun mu siktik?
Kizdiran kuvveti bilmek istiyorum.

Ârif bilir, sizmasa da basina,
Zindan inler ‘Yahya’larin sesine,
Türk’üm diyenleri Türk Ordusuna.
Ezdiren kuvveti bilmek istiyorum.

Ozan Arif

Nedir bu kan bu göz yaşı
Bu memleket bizim, bizim
Kim çıkardı bu savaşı
Bu memleket bizim, bizim.

Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik ney
Aynı millet hep aynı şey,
Türk oğluyuz Türküz hey hey!
Bu memleket bizim, bizim.

Aleviyle Sünni yarış,
Barış için olsun barış,
Adım adım karış karış
Bu memleket bizim, bizim


Malazgirtle Çanakkale
Bizi gördü hep el ele
Düşün gardaş düşün hele;
Bu memleket bizim, bizim.

Karpuz mu ki dilelim be!
Tarla mı ki bölelim be!
Kıymetini bilellim be!
Bu memleket bizim, bizim.

Ne kırıp ne kırılalım,
Ne de küsüp darılalım,
Ona sıkı sarılalım
Bu memleket bizim, bizim.


Arif senin sütündür o,
Kemiğindir etindir o,
Bölünmez bir bütündür o,
Bu memleket bizim, bizim…

Ozan Arif

Onüç nisan bugün, dağlar ve taşlar.
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.
Yerde karıncalar, gökteki kuşlar.
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Allah`sız Bulgar`ın zulmüne karşı,
Allah… Allah diye inlettik arşı.
Sema`yı patlattı ‘İstiklâl Marşı’,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Vallahi var bize kanat gerenler,
Bizimleydi gönül gözü görenler,
Evliyalar, enbiyalar, erenler,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Kırklar ve Yediler açtı kucağı,
Alevlendi bugün iman ocağı,
Resul-ü Ekrem`in ‘Tevhit sancağı’,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Canlı, cansız, yer, gök, buna şahitler,
Vatan diye vatan olan yiğitler,
İsimli, isimsiz cümle şehitler,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Kapı gibi, çağlar açıp kapatan,
Cennet Mekân Fatih Sultan Mehmet Han,
Yeniden kükredi bugün Alparslan,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş. .


Hangisini saysam atan, ecdadın,
Genç, ihtiyar, çocuk, bebekli kadın,
Tarihin, namusun, şerefin, sütün
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Ay-Yıldızlı bayrakların selini,
Gördükçe ‘İstanbul’ sandım ‘Kölün’`ü.
Baba tutmuş, evlâdının elini,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Sırf babalar eğil, karısı, kızı,
Bir ülkü ummanı, iman denizi,
Bugün kenetlendi sevinçle, sızı,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Azerbeycan, Kerkük, Kırım, Türkistan,
Gardaş ‘Afganistan…’ Can ‘Afganistan’
‘Filipin`de’ çile çeken müslüman,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş


Son günlerde derdim döndü vereme,
Ehl-i İslâm derman olsun yarama,
Sarışaban, Bosna, Hersek, Drama,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Batı Trakya`nın dertli bağları,
Kap-kara yas şimdi Balkan dağları.
Özleyip özleyip eski çağları,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.


Yer yer söyleyeyim, sayayım ismen;
‘Dobruca`lı Ayşe’, ‘Varnalı Hüsmen’,
‘Plevne`de öksüz Yadigâr Osman’,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Ne kadar dolaşsak, bitmez yolumuz.
Gövdemiz hür, lâkin esir kolumuz!
Ta… Kars`dan Muğla`ya Anadolumuz,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Dilde ve gönülde oldukça Kur`an,
Olmaz Arif olmaz Türk yurdu viran.
Yaşasın Türkoğlu, yaşasın Turan
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Yer yer söyleyeyim, sayayım ismen;
‘Dobruca`lı Ayşe’, ‘Varnalı Hüsmen’,
‘Plevne`de öksüz Yadigâr Osman’,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Ne kadar dolaşsak, bitmez yolumuz.
Gövdemiz hür, lâkin esir kolumuz!
Ta… Kars`dan Muğla`ya Anadolumuz,
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Dilde ve gönülde oldukça Kur`an,
Olmaz Arif olmaz Türk yurdu viran.
Yaşasın Türkoğlu, yaşasın Turan
Bizimle yürüdü, bizimle gardaş.

Not: Şair bu şiiri 13.04.1985’te yapılan bulgar zulmünü protesto etmek için yazmıştır.

Ozan Arif

Dört nisan doksanyedi, alelade gün değil,
Kara günsün, kara gün bu bir gerçek, kin değil,
O kadar karasın ki tarifin mümkün değil
Başbuğ’ un başımızdan çekildiği günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Çekildiği diyorum, sor bana hele niye?
Çünkü dilim varmıyor ona öldü demeye,
Varmasa da mecburum, mecburum söylemeye
Bize yetim gözüyle bakıldığı günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Çok acılar görmüştüm, ama bu kadar derin
Olanı görmemiştim, bu da senin eserin
O kara akşamında, kapkara bir haberin,
Beynime kurşun gibi sıkıldığı günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!


Belki senin suçun yok, belki benimki hata,
Her can günün birinde göz yumacak hayata,
Fakat sen bir başkasın, sen varya sen, adeta,
Ciğerimin yerinden söküldüğü günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Altaylar’ dan Tuna’ ya libas giymiş hüzünden,
Özünden ağlıyor bak, bütün Turan özünden.
Müslüman Türk evladı olanların gözünden,
Yaş yerine kanların döküldüğü günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Başbuğ Türkeş yok artık, bulabilmek imkansız
Herkesin acısını bilebilmek imkansız,
Her yüreğe tercüman olabilmek imkansız,
Her yürekte bir ağıt yakıldığı günsün sen
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!


Türkeş gibi bir lider ne çıkmıştır, ne çıkar
Yıkar onun acısı, Arif ’ i artık yıkar
Ateşin kanunudur düştüğü yeri yakar,
Bozkurtların boynunun büküldüğü günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Ozan Arif

Yalan dünya işte senden,
Aha geldim, gidiyorum.
Kalanlara selam benden,
Aha geldim, gidiyorum.

Var mı sana gelip kalan,
Baştan başa murad alan,
Varın yoğun hepsi yalan
Aha geldim, gidiyorum.


Dereyi aş, tepeyi aş,
Sonu yoktur dolaş dolaş,
Günden güne yavaş yavaş,
Aha geldim, gidiyorum.

Yalan dünya sana böyle
Kimler konup göçtü söyle,
Ben de işte aynen öyle


Aha geldim, gidiyorum.

Gülemedim şöyle bir gün,
Senelerim geçti sürgün
Gönül sevdiğine dargın,
Aha geldim, gidiyorum.

Arif der ki: bunca yıl ay
Geldi geçti vay dünya vay!
Yaşamaksa yaşadım say,
Aha geldim, gidiyorum.

Siz sormayın bana aşkı
Ben bu yurdun aşığıyım
Kalleş dosttan gözüm yıldı
Düşman merdin aşığıyım

Biri dişli bir çarktır
Aynı millet aynı ırktır
Alevi Türk,Sünni Türk’tür
Çerkez Kürdün aşığıyım.


Bu dünyanın kıymetine
Aldanmayın servetine
Aç kalsa da devletine
Bağlı ferdin aşığıyım

Yolcusu var kızıl yolun
Farkı benden şudur onun:
O Leninin O Maonun,
Ben Bozkurtun aşığıyım.


Arif dönmüş bir bülbüle
O aşıktır bağda güle
Ülkücülük dertse bile
Ben bu derdin aşığıyım.

Ozan Arif

Ülkü yarim, falan filan.
Beni senden ayıramaz.
Koğu gıybet yalan dolan,
Beni senden ayıramaz.

Ülkü gülüm ülkü gülüm,
Bülbülünüm bülbülünüm,
Ne işkence ne de zulüm
Beni senden ayıramaz.

Bu can sağken bile bile,
Sürgün ne ki binbir çile,
Allah’ımın izni ile
Beni senden ayıramaz.


Benim seni sevmemi suç,
Sayanları tanımam hiç,
Kanun, ferman, beşeri güç
Beni senden ayıramaz.


Ayrılan var numunelik,
Yal düşkünü üç beş silik,
İt değilim yağlı kemik
Beni senden ayıramaz.

Mübalağasız evet evet,
Para mal mülk makam şöhret,
Allah şahit hiçbir kuvvet
Beni senden ayıramaz.

Hainleri kayıranlar,


ARİF’e suç duyuranlar,
Vatanından ayıranlar
Beni senden ayıramaz.

Ozan Arif

Müslümanlar neden böyle perisan?
Sebebini sorup ariyor muyuz?
Bence bu isin sebebi müslüman.
Acaba farkina variyor muyuz?

Müslümanlik çünkü adimiz bizim.
Adimiz gibi mi tadimiz bizim?
Eksik mi dedimiz, kodumuz bizim?
Fitnesiz, fesatsiz duruyor muyuz?

Islamin sarti bes, Imanin alti,
Diyerek isleriz her türlü halti.
Aklimiza gelmez topragin alti.
Emaneti saglam koruyor muyuz?

Esiri olmusuz malin, servetin,
Zinanin, sehvetin, koyu giybetin,
Vatanin, milletin, dinin devletin,
En ufak işine yariyor muyuz?


Bu devirde kimin kötü hali var?
Simdi itin bile özel yali var.
Hepimizin iyi kötü mali var.
Fitreyi, zekati veriyor muyuz?

Birbirine düsman zengin ile fakir,
Birinde hamd eksik, birinde sükür,
Hepinizde ayri degisik fikir,
Birlikte üç adim yürüyor muyuz?

Elin gözünde ki çöpleri tek, tek,
Görüp gösteririz kaçirmayiz pek
Kendi gözümüzde mertek var mertek.
Biz bizdeki suçu görüyor muyuz?

Neyi ögreniyor, neyi duyuyor
Karni evde, beyni nerde doyuyor
Oglumuz, kizimiz, nasil büyüyor,
Üstüne kol kanat geriyor muyuz?


Kitabimiz Kur’an ilim kokuyor,
Kaç müslüman günde açip okuyor?
Okuyan da iste öyle okuyor.
Mânasina kafa yoruyor muyuz?

Mademki her nefis Hakk’tan hediye,
Dünya için hakki unutmak niye,
Bugün Allah için ne yaptim diye,
Aksam kendimize soruyor muyuz?

ARIF olan ham laf ezmez gardasim,
Bir destanla bu dert bitmez gardasim,
Müslümanim demek yetmez gardasim,
Müslümanca hayat sürüyor muyuz?

Ozan Arif

Başbuğum bak yine başına geldim.
Bakıyorum ama sen gel bana sor.
Dert dökmeye mezar taşına geldim.
Döküyorum ama sen gel bana sor.

Belki de derdimi dökmem boşuna,
Duymazsın duysan da gitmez hoşuna
Öyle bir çile ki düşman başına
Çekiyorum ama sen gel bana sor.

Beni bu çileye salanlar saldı,
Sen gittin her şeyin içi boşaldı
Kala kala senden bir rozet kaldı
Takıyorum ama sen gel bana sor.


Sevdamızın günahı ne suçu ne?
Bu sevda layık mı gönül göçüne?
Arada sırada halkın içine
Çıkıyorum ama sen gel bana sor.

Halk eskisi gibi önüme çıkıp
Hal hatır etmiyor elimi sıkıp
Sebebini halkın gözüne bakıp
Okuyorum ama sen gel bana sor.

Halkı bırak halkı öz kardeşimi
İknadan acizim evde eşimi
‘La Havle’ çekerek her gün dişimi
Sıkıyorum ama sen gel bana sor.


Çünkü iktidarda bütün varımı
Yitirdim siyasi itibarımı
Söylenen sözlere kulaklarımı
Tıkıyorum ama sen gel bana sor.

Sen yoksun başını tuttular suyun
Oyun oynuyorlar başında oyun
Birlik için birlik bunlara boyun
Büküyorum ama sen gel bana sor.

Arif’im yıkılmış şehir gibiyim
Tadım yok tuzum yok zehir gibiyim.
Yatağına küskün nehir gibiyim
Akıyorum ama sen gel bana sor.

Yemin ediyorum Başbuğum yemin,
Gülüşünde bile başkalık vardı.
Kürsüye gelirdin kendinden emin
Gelişinde bile başkalık vardı.


Gelip ‘Bozkurtlarım’ deyince hele
Zelzele olurdu sanki zelzele
Davudi sesinle mevzuyu ele
Alışında bile başkalık vardı.


Her derdini düşünürdün ülkenin
Ferasetin müthiş, müthişti fenin
Herkesin bildiği konuyu senin
Bilişinde bile başkalık vardı.

Ya Rabbi tadına bütün milletin,
Varacağı bayramlara eriştir
Milletinin yarasını devletin,
Saracağı bayramlara eriştir

Devletin milletin verip el ele
Kimsenin kimseyi etmeden köle,
Zenginin fakirin gönül gönüle
Gireceği bayramlara eriştir.

Fukaranın rezil olduğu değil,
Hastanede rehin kaldığı değil,
Memurların zekat aldığı değil
Vereceği bayramlara eriştir.


Her mübarek bayram gelince böyle,
İşçi köylü mahzun olmasın öyle,
Cebinde harçlığı göğsünü şöyle
Gereceği bayramlara eriştir.

Enflasyon insin diye çok estim,
Anladım ki biraz hayalperestim,
İnmesinden artık umudu kestim
Duracağı bayramlara eriştir.

Ya Rabbi halimiz ayandır sana,
Tahammül kalmadı dökülen kana,
Savaşın kavganın, terörün sona
Ereceği bayramlara eriştir.


Sağımız solumuz düşmanla kaplı,
Sırtımızda nifak hançeri saplı.
Yüreklerin birlik beraber toplu
Vuracağı bayramlara eriştir.

Ben desem devletin gücüne gider,
Bunlar ne av yapar ne koyun güder,
Hepimizi başta gerçek bir lider
Göreceği bayramlara eriştir.

Arif der ki Ya Rab Müslüman Türk’üm
Bu düzen tartmıyor çok ağır yüküm,
Türk’ün ve İslam’ın yeniden hüküm
Süreceği bayramlara eriştir.

 

e – Posta:   HasKurt ÖzKurt

Bu site  HasKurt  ÖzKurt  Tarafından  hazırlanmaktadır