Back to Top
 
 
 
 

Bu sembol Türk hakanları tarafından başarı anlamına gelen bir zafer işaretidir.

Batıya göç eden, Hun, Kıpçak, Peçenek Türkleri aynı zamanda bu işareti Soy belirtir olarak yani “Ben Türküm” manasında da kullanmışlardır.

Kültürün genel manada anlamını açıkladıktan sonra üzerinde durmamız gereken önemli bir kavram da “Türk Kültürü” kavramıdır. Bizim atalarımız Orta Asya’da, Tanrı Dağları ile Altay Dağları arasındaki bölgede yaşıyorlardı. Burası Çin ile sınırdaş olan bir ülkeydi. Bu yüzden Türklerin eski tarihlerine ait bilgilerin pek çoğunu (maalesef) Çin tarih kaynaklarından öğreniyoruz. Çin tarihçileri M.Ö. 2000-1000 yılları arasında ilk Türk hükümdarlarından bahsediyorlar. Böylece Türklerin bilinen tarihi 4000 yıllık bir tarihtir. Atalarımızın kültürü “Bozkır” kültürü olarak ifade edilmektedir. Bozkır kültürünü Türklerin siyasi ve sosyal yapısı oluşturmaktadır. Bu kültür, göç ve fetihler esnasında orada terk edilip gelinmiş değildir. Esasında, sosyolojik kaideler de göstermektedir ki kültür bir elbise gibi eskiyip atılmaz veya değiştirilemez.

Bozkurt, asırlardır yaşayan bir ülkünün, Büyük Türkçülük Ülküsü ’nün sembolüdür. Türk destanlarındaki, dolayısıyla Türk Milleti’nin inanışlarındaki rolü üç şekildedir:

Ata olarak Bozkurt
Rehber olarak Bozkurt
Kurtarıcı olarak Bozkurt

Bozkurt’tan türemiş olmak inancı Türklere uzun zaman boyunca büyük bir gurur, emniyet ve geleceğe güvenle bakma duygusu vermiştir. Bazı Türk destanlarında ana, bazı Türk destanlarında baba olarak görülen Bozkurt çok defa Türk neslinin yok olacağı zaman ortaya çıkmakta ve Türklerin neslinin devam etmesini sağlamaktadır. Böylece Türklerin soyunu kutsallaştırmaktadır. Türklerin millet hayatında büyük tesiri olacak hareketlere girişecekleri zamanlarda Bozkurt onlara yol göstermekte, rehberlik yapmaktadır. Ergenekon Destanında ve Kut Dağı efsanesinde Bozkurt milli bir kılavuz rolünü oynamaktadır. Türk’ün zor duruma düştüğü zaman Bozkurt’un ortaya çıkarak onu kurtarması, evladı üzerine eğilen bir ananın veya babanın şefkat duygusunu hatırlatacak derecede derin bir mana da taşımaktadır. Sanki Bozkurt manevi bir alemden Türk Milletinin akıp giden hayatını devamlı takip etmekte ve onların başının sıkıştığı, çaresiz kaldıkları Ne zaman ortaya çıkarak yol göstermektedir. Türk tarihinde pek çok kahraman, Bozkurt simgesi ile temsil edilmiştir. Aşına sözcüğünün hem Bozkurt anlamına gelmesi hem de Hun ve Göktürk hükümdar sülalesinin adı olması rastlantı değildir.

Bozkurt’un Türk destanlarındaki fonksiyonu tamamen semboliktir. Milletin büyüme, yayılma ve güçlenmesi için takip edilmesi gereken yolların işaretini destan maddi unsurlarla ifade etmektedir. Bozkurt’ta sembolizme edilen fikir Türk birliğini sağlayan, Türklerin büyüyüp gelişmesini temin eden bir fikirdir. Türkler bu fikre inanıp riayet ettikçe hakimiyetlerini ve üstünlüklerini korumakta, bu fikirden ayrıldıkları zaman felakete uğramaktadırlar. Onları felaketlerden kurtaran da yine Bozkurt olmaktadır. İşte burada Bozkurt, bir ülkünün, yani sosyal bir hayat nizamının yansımasından başka bir şey değildir. Kısacası, Bozkurt asırlardır var olan bir ülkünün sembolüdür.

Eski Türkçe ’de Bozkurt’a, “Kök Böri” (veya “Börü”) adı verilirdi. Buradaki “Böri” (ya da “Börü”) sözcüğü “Kurt” anlamına gelirken, “Kök” de bugünkü “Gök” sözcüğünün eski söyleniş biçimidir. Fakat Kök (Gök) kelimesi mavi rengi tasvir etmek veya gökyüzünden bahsetmek için değil, “Ulu” anlamında kullanılır. Mesela “Kök Tengri”, “Ulu Tanrı” anlamına gelir.

Türk destanları arasında, milli motifler bakımından özellikle dikkat çekenler şunlardır:

Oğuz Destanı.
Bozkurt Destanı.
Ergenekon Destanı.
Göç Destanı.

Bu dört destandaki ortak ve temel motif, Bozkurt’tur.

Oğuz Destanında, seferleri sırasında Oğuz Kağan’a Bozkurt yol gösterip kılavuzluk yapmış, Oğuz Kağan’ın orduları bu sayede zaferler kazanmıştır.

Bozkurt Destanında, ayakları ve kolları kesilip ölüme terk edilen bir oğlan çocuğunu dişi bir kurt iyileştirip beslemiş; düşman askerlerinin genci öldürmek istemesi üzerine de Altay Dağları’na kaçırıp kurtarmıştır. Daha sonra dişi kurt, bu çocuktan gebe kalarak 10 oğlan doğurmuştur. Bu oğlanların büyüyüp çoğalması ile, Türk soyu eriyip gitmekten kurtulmuştur. Hükümdar olan Aşına, Bozkurt’un anısını unutmadığını göstermek için, çadırının önüne kurt başlı bir bayrak dikmiştir.

Ergenekon Destanında ise, Bozkurt, demir dağı eritip çıkan Türklere yol göstermiştir. Ergenekon’dan çıktıktan sonra, Türklerin ilk hükümdarı Börte-Çine (Boz-Kurt) adını almıştır.
Göç Destanında, ana yurtlarından ayrılmak zorunda kalan Türklere, bir Bozkurt yol göstermiştir. Bu destanlarda, Bozkurt’un şu nitelikleri ortaya çıkmaktadır:

Soyun devamını sağlamak.
Türklere kılavuzluk etmek.
Türkleri felaketlerden kurtarmak.

Kurt, Türk efsanelerinde merkezi bir konumdadır. Gök Türk kağan sülalesi olan Aşına ailesinin atası bir dişi kurt idi. Gök Türk kağanları, atalarının anısına saygı olarak, otağlarının önüne altından kurt başlı bir tuğ dikerlerdi. Böylece kurt başlı sancak, Türker’de kağanlık (hakanlık) alameti olmuştur. Ancak bu gelenek yalnızca Gök Türklere özgü olmayıp, kökeni Asya Hun Türkleri ’ne ve Türkler ’in eski atalarına değin gider. M.Ö.’ki Asya Hunlarında ve hatta o çağlarda Batı Türkistan’da yaşayan U-sun (Wu-sun) Türklerinde, tıpkı bildiğimiz Bozkurt Destanı’nda olduğu gibi, kurttan türeme efsanesi ve dişi kurdun verdiği süt ile beslenme inancı yaşıyordu. Aynı efsane Tabgaç Türklerinde de vardı; Tabgaç ülkesinde “kurt dağları”, “kurt ırmakları” bulunmaktaydı. Uygur Türklerinin kökenlerine ilişkin bir efsane de onları kurda bağlıyordu (Uygur Kağanlığı, Gök Türk Kağanlığını takiben kurulan bir Türk devleti olup, Kök-Türk Kağanlığının devamıdır).

Kurt, eski Türk kültüründe “at” ile birlikte en önemli yeri tutan hayvandır. Türkler kendilerinin kurt soyundan indiklerine, seferlerde kendilerine kurdun yol gösterdiğine inanmışlardır. Türkler, güçlü ve saldırgan bir hayvan olan kurdu kendilerine simge olarak seçtikleri gibi, komşuları da onları kurttan türemiş saldırgan karakterli insanlar olarak tanımışlardır.

Gök Türklere göre dişi kurt “ulu ana”, Uygur Türkleri ‘ne göre de erkek kurt “ulu atadır. Oğuz Kağan Destanı’nda, Oğuz’a her sefere çıkışında gök bir kurt öncülük eder. Çingizname’de Alanguva, gökten inen bir kurttan gebe kalır ve doğan çocuğun soyundan da Cengiz Han gelir.

Dede Korkut Öykülerinde kurt yüzünün mübarek olduğu belirtilir. Yine Dede Korkut Öykü’lerinden birinde Salur Kazan, kurtla haberleşir, kendisine yurdundan haber vermesini ister.

Etnoloji bilimine göre, kurt motifi Türkler için” tipiktir; yani, başka kavimlerde görülmeyen etnografik bir belirtidir. Eski Çin kaynaklarında bile Türk soyundan olan kavimler “Kurt’tan Türeyenler” olarak tanımlanırken, Türk soyundan olmayan kavimler “Kurt’tan Türeyenlerden Değildirler” biçiminde ayır edilmiştir.

Türk destanlarında kurt yol gösteren, sıkıntılı anlarda yardıma yetişen bir varlıktır. Uygur Türklerinin Kutlu Dağ Destanı’nda kurt, ülkeye bolluk ve mutluluk getirdiğine inanılan kutlu bir kayanın Çinlilere verilmesinden sonra, üzerine uğursuzluk çöken ülkenin açlığa mahkum olması üzerine kendilerine yeni bir yurt arayan Türklere kılavuzluk etmişti.

Batıda (11. yüzyılın sonu) Kuman Türklerinde yardımına başvurulduğuna ilişkin kayıtlar bulunan kurdun kılavuzluk işlevi, 2. yüzyılın ortalarına değin gitmektedir. 160-170 yılları arasında topraklarından ayrılmak zorunda kalan Tabgaç Türklerinin ataları (yani Hun Türkleri) bir Bozkurt’un önderliğinde yolsuz dağlardan aşabilmişlerdi.

En büyük ve en eski Türk destanı olan Oğuz Kağan Destanı’nda Oğuz Kağan, gün ışığının içinden çıkan bir Bozkurt’un öncülüğünde dünyayı fethetmiştir. Şimdiki Bulgaristan topraklarında bulunan Madara’daki kaya kabartmasında görkemli bir atlı biçiminde gösterilen Kurum Han’ın yanındaki kurt tasviri de Türk bozkurt geleneğinin taşa işlenmiş örneklerinden biridir. Kurt motifi, çorbacılık ve besicilikle (Eski Türkler ‘in ekonomisi hayvan besiciliğine dayanır) olan sıkı ilgisinden ötürü bozkırlı ve doğrudan doğruya Türk’tür. Bundan dolayı, bugün dahi dünya Türkleri arasında söylenen masal ve halk öykülerinde hem ata, hem de kurtarıcı-kılavuz nitelikleri ile Bozkurt, bütün Türkler tarafından kutlu sayılmış ve Türklüğün milli simgesi olmuştur. Bozkurt, destanlarda Türk’ün yaşam ve savaş gücünü temsil eder.

Türkler kahramanlarını gök kurtlara benzetmiş, kağanlarının gövde yapılarına bile kurt çizgisini işlemişlerdir. Oğuz Kağan Destanı’nda Oğuz’un beli kurt beline benzetilir. Aynı destanda Oğuz Kağan, hükümdarlığını halka bildirdiğinde “Kök Böri bolsungıl uran” (“Gök Börü olsun savaş narası”) demiştir. Yine Oğuz Destanı’nda, Türk ordularına gök tüylü, gök yeleli bir erkek kurt yol gösterir.

Kırgız Türklerinin büyük destanı Manas Destanı’nda kurt, bir düş yorumu olarak karşımıza çıkar. Destana göre Manas Han’ın karısı Kanıkey Hatun düşünde bir eğe görür ve eğeyi alıp saklar. Ertesi gün uyanınca ülkenin deneyimli yaşlı kişilerine düşünü anlatır. Yaşlı kişiler bu düşü duyunca sevinip Kanıkey Hatun’a şöyle derler: “Senin çocuğun, gök yeleli korkunç bir kurt gibi olacak…” Kırgız Türkleri, cins ve güzel atlara da” Kök Böri” (Gök Kurt, Boz Kurt) adını verirlerdi…

Bozkurt Türk Tarihinde Ne Anlama Geliyor? (Bozkurt’un Mitolojideki Yeri)

Bozkurt Türk tarihinde ne anlama geliyor? (Bozkurt’un mitolojideki yeri)

Bozkurt, Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. Boskord ve Pusgurt olarak da söylenir. Bozkaskır, Çalkurd sözcükleri yine aynı anlama gelir. Moğollar, Börteçine (Börteşına, Börtöşono) derler. Gökkurt veya Gökbörü, Kökbörü betimlemesi de yine niteleyici olarak kullanılır.

Yol gösterici, kutlu kurt, tüm Türk ve Moğol boylarının ortak ongunudur. Bazı Türk ve Moğol boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar. Çoğu zaman soyun bir kolu Gökkurt ’tan, diğer kolu ise Gökgeyik’den gelmektedir.

Kurt sürülerinin başında bulunup idare eden kurtlara da Gökkurt denilir. Kaskır ve Börü kelimeleri de değişik lehçe ve şivelerde kurt demektir. Bozkurt gökyüzünü temsil eder. Alageyik ise yeryüzünün simgesidir. Göktürklerin gök (mavi) bayraklarında kurtbaşı resmi vardır. Savaşçılığı ve savaş ruhunu, özgürlüğü, hızı, doğayı ve aklı, sahayı okuyabilme gücünü temsil eder. Türk ulusunun başına bir iş geldiğinde, bir tehdit belirdiğinde ortaya çıkar ve yol gösterir. Çadırların önüne tepesinde altından kurtbaşı bulunan direkler dikilir. Savaş Ruhu (Tanrısı) kurt görünümüne bürünür. Altıncı yüzyıla ait bir taş anıtta kurttan süt emen bir çocuk betimlenmektedir. Erenler, evliyalar zaman zaman kurt kılığına girerler. Bozkurda “Gök Oğlu” da denir. Halk kültüründe Bozkurt dişinin cepte taşınmasının nazardan koruyacağına inanılır. Yakut metinlerinde Bosko olarak bahsedilir. Kırgızlarda, bozkırda gezerken kurt görmek uğurdur. Rüyada kurt görmek de yine hayra yorulur. Hamile kadının nazardan korunması için yastığının altına kurt dişi veya derisi koyulur. Kurdun koyun sürüsüne dalması veya ahıra girmesi bereket sayılırdı. Başkurt rivayetlerine göre kurt onların atalarının önüne düşerek yol göstermiştir. Bu nedenle kendilerine başlarında kurt bulunan anlamına gelen Başkurt denmiştir. Hilal taktiği (veya Turan/Türk taktiği) adı verilen yarım çember ile düşmanı ortaya alıp çemberi kapatma stratejisinin kurtlardan görülerek ilk defa Türkler tarafından uygulanmıştır.

Bozkurt, Türklerin ulusal sembolüdür. Tarih öncesi dönemlerden beri Türklerce kutsal sayılmıştır. Bozkurt’un kutsal sayılmasının ve Türklerin ulusal sembolü olmasının en önemli nedeni, Türklerin bir bozkurdun soyundan geldiklerine inanmalarıdır. Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür. Atatürk tarafından da ulusal sembol ilan edilmiş ve birçok yerde kullanılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk parası üzerine bozkurt resimleri basılmıştır.

 

e – Posta:   HasKurt ÖzKurt

Bu site  HasKurt  ÖzKurt  Tarafından  hazırlanmaktadır