Back to Top
 
 
 
 

Radyo, televizyon, gazete, dergi
Her bir şey meydanda, sergi var sergi
Esnafa, çiftçiye koy peşin vergi


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Taksitle araba, taksit taksit ev
Enflasyon kudurdu, dev oldu dev
istersen küfür et, istersen sev


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Sınavı düşünme! kitabın bizden
Bedava deneme sınavın bizden
Yarı çıplak hatunlar, son avın bizden


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Bardak, tabak, oyuncakı, halı verdiler
Denizin dibinde yalı verdiler
Gül yaprağı gösterip çalı verdiler


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Fatih’e İstanbul, Yavuz’a Mısır
Yüz Kupona kilim, seksen kupon hasır
Kuponla gelecek ülkeye huzur


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


En son hediyeyi kızlar tanıttı
Gümbür gümbür çalan sazlar tanıttı
Utanmaz- arlanmaz yüzler tanıttı


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Kampanya dönemi geldi- geçiyor
Uyuma vatandaş fırsat kaçıyor
Millet çatır- çatır kupon kesiyor


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Her satırdan şiddet- nefret akıyor
Kalemler bölücü tohum ekiyor
Ekranlar salyalı pislik kokuyor


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Makyaj, giyim- kuşam bunların işi
En sağlıklı yaşam bunların işi
“Siz emredin paşam” bunların işi


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


İhtilal yaparsın manşet atarlar
“Nü resim ” yaparsın topa tutarlar
Hangisini saysam katar katarlar


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Demokrasi, laiklak, insan hakları
Örtüyle başladı ilk yasakları
İrtica geliyor (!) son tuzakları


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Laiklik şeriat kavgası bitsin
Ülkeme duyulan bu nefret yetsin
Sevmeyen şerefsiz defolsun gitsin


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Görüntü Kemalist / aslı komünist
Hesaplar çok ince tam oportünist
Bunlar hem yalaka hem kapitalist


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Atatürk maskesi işin yapısı
Atatürk’e kurban olsun hepisi
Bizim ulan memleketin tapusu


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Deniz Türkiyeli, Önkuzu Türk’tü
Ay-Yıldız bayrağı en büyük farktı
Evita sevenler Ülkü’den korktu


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Kılıçkıran, Özmen dağda gezmedi,
Karakol basmadı, huzur bozmadı
Beşbin şehit verdik kimse yazmadı


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Her günüm cenaze her günüm şehit
Çektiğim acıya yaradan şahit
Bunların sebebi Şam’da bir it oğlu it


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Kimine Rusya’da bedava tatil
Kimine dinamit, kimine fitil
Çatlıya gelince “Faşist” bir katil


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Düşman gelmiş kapımıza dayanmış
Dört yanımız kampanyaya boyanmış
Kutuplara yaz gelmiş bak onlarda uyanmış


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan


Çanakkale hiç kampanya görmedi
Dumlupınar kampanyaya girmedi
Kocatepe mega kupon vermedi


Uyan Türk Evladı! uyuma uyan
Otuz kupona alınmadı bu vatan

Ahmet Yılmaz

4 Nisan gecesi, 4 Nisan gecesi saat 10:45.
Seven gönülleri yaktı kor ateş.
Bu giden, bu giden son başbuğ, Alparslan TÜRKEŞ.

Dualar, tekbirler size Başbuğ’um,
Hakkını helâl et, hakkını helâl et bize Başbuğ’um!


4 Nisan gecesi, 4 Nisan gecesi zifir karanlık.
İnsan faniymiş; hayat, hayat bir anlık.
Bayındır önünde son yarenlik.

 Dualar, tekbirler size Başbuğ’um,
Hakkını helâl et, hakkını helâl et bize Başbuğ’um!


Dediler ki, dediler ki; Başbuğ Hakk’a yürüdü.
Bozkurtlar çaresiz, çınar kurudu.
Gözyaşı selinde karlar eridi.

      Dualar, tekbirler size Başbuğ’um,
Hakkını helâl et, hakkını helâl et bize Başbuğ’um!


     Hastane önüne doldu bozkurtlar.
Saçını, başını yoldu bozkurtlar.
Hem yetim hem öksüz kaldı bozkurtlar.

Dualar, tekbirler size Başbuğ’um,
Hakkını helâl et, hakkını helâl et bize Başbuğ’um!


Başkan anlatıyor, başkan anlatıyor; Durmak bilmedi.
Seksen yıl çalıştı, asla, asla yılmadı.
Bir çocuk haykırdı; Türkeş ölmedi!

Dualar, tekbirler size Başbuğ’um,
Hakkını helâl et, hakkını helâl et bize Başbuğ’um! *


Gece, gece saat 3’te nöbet başladı.
Bir grup bıraktı, biri başladı.
Ahmet Yılmaz

Kırk dört yılı en başlarda,
Seksenlerde, C-beşlerde,
Hücrendeki tüm taşlarda,
Arkadaşın ben olaydım…


Nağme nağme, fasıl fasıl,
Ömür geçti usul usul,
Yine esir Kerkük, Musul,
Turan düşün ben olaydım…


Her gündüzde, her gecede, 
Sürgünlerde, işkencede,
Yaşadığın her acıda,
Mağrur başın ben olaydım…


Alperenlik var yapıda,
Nöbete dursam kapıda,
Ankara’da, Beştepe’de,
Mezar taşın ben olaydım…

Ahmet Yılmaz

Kaçardık pencereden bazı geceler.

Gündüz yavuklumuzun yanına gideceğiz diye,
özene bezene cilaladığımız çizmelerimizi kirletmenin zevkini tadarak
bir başka gezerdik yurttan kaçtığımız firar gecelerinde.
Gözlerimiz ışıl ışıl, delikanlıca…


Kaçardık pencereden bazı geceler.

Bekçiye gözükmeden.
Sessizliği kıskandıracak kadar sessizce,
ama bir o kadar da erkekçe.

Aramızda topladığımız son harçlıklarımızla fırından yeni çıkmış sıcacık ekmek alır,
koşar adım dönerdik yurda, gizlice…


Kaçardık pencereden bazı geceler.

Maksat yeşillik olsun, iş olsun, muhabbet olsun diye.
Gömleksiz kravat takar, altına da şalvar giyer gezerdik.
İsyan karası firar gecelerinde sevda türküleri söyler,
şiirler yazardık sevgiliye, sevgiliye…


Kaçardık pencereden bazı geceler.

Sevdalıydık. Kındaki kılıç,
beldeki hançer, duvardaki mavzer kadar sevdalıydık. Heee…
Kimine göre de deli.
Ama bilmiyorlardı ki; hepimiz birer sevgi militanı,
hepimiz birer gül dalıydık…

Kaçardık, kaçardık pencereden bazı geceler.

Eğer evden paramız yeni gelmişse, bir tek sigarayı.
bir tek sigarayı üç beş arkadaş paylaştığımız nikotinsiz gecelere inat,
sigara tazeler sabahlardık.
Bazen terminalde, bazen garda.

Sabah ezanının hemen sonrasında günün ilk ışıklarıyla birlikte gelirdi meram ekspres.
Gözleri uykudan kanlanmış yolcularla dolardı,
gar kahvesi ve simitçinin önü.
Bizler yerimizde duramaz,
sabırsızlıkla beklerdik trenin hareket düdüğünü.

Az sonra hantal lokomotif homurdanır,
ihtiyar raylar gıcırdarken; bizler,
yüzümüzde o muzip öğrenci gülümsemesi,
el sallardık kimsesiz yolculara; belki, belki hayra gireriz diye…

Ahmet Yılmaz

Gidenler; eşlerine, evlatlarına,

Arkadaşlarına, dostlarına yazıp bırakırken

Ben sana yazmak zorunda kaldığım için beni affet,

Beni affet Baba!

Hiçbir zaman senin istediğin gibi bir evlat olamadım.

Biliyorum, hoş kendi istediğim gibi de olamadım ya.

Ne fark edecekse!

Yağmurlu bir akşam üstü parkamın sırtı delik deşik,

Kafam gözüm darmadağın getirip bırakırlarsa evin önüne;

Sakın, sakın üzülüp dövünme! Ve hiç düşünme nedeni!

Soranlara, soranlara ömrü sokak çocuklarıyla,

Eylül çocuklarıyla, onun bunun çocuklarıyla ve

En sonunda da ittifak çocuklarıyla kavgayla geçti dersin.

Şimdi, şimdi hep özlediğim bizim çocukların,

Ülkü çocuklarının yanında dersin, olur mu?

Sıradan bir mezar, sıradan bir tören istiyorum.

Tıpkı dokuz can, dokuz yiğidim, dokuz gardaşım gibi.

Cenazeme gelen,

Cenazeme gelen kotlu,

Parkalı, ikibin içen arkadaşlarımı benim yerime koy,

 Benmişim gibi sev, anlamaya çalış onları!

Onların,

Onların yaşanan bunca şeye rağmen beni sevdiklerine inanıyorum.

Dilerim öyledirler.

Ama tabutuma tutunup en öne geçmeye çalışan,

Güneş gözlüklerinin altında timsah gözyaşları döken kravatlı godoşları;

Pehhh, boş ver gitsin!

Velhasıl, vasiyetimi ve sıkıntılarımı yine sana,

Arabamı teşkilata, kavgamı ve aşklarımı genç kardeşlerime,

 Ağacımı, ağacımı yeni ozanlara,

Silahımı, sazımı kitaplarımı ve inadımı oğluma,

Sevgimi kızıma, sabrımı kadınıma,

Türkülerimi, türkülerimi her şeyden çok sevdiğim halkıma bırakıyorum.

Bana, bana hakkınızı helâl edin!
 

Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin!…

Ahmet Yılmaz

Yıllar önce böyle idi şimdi de böyle
Alnımız ak başımız dik yaşıyoruz biz
Oğuz Kaan Alparslan Fatih’ten beri
Memleket derdini taşıyoruz biz


Bosna-Hersek Azerbaycan ve Çeçenistan
Unutulmaz Kerkük Musul Doğu Türkistan
Yaşanılır anlatılmaz yavrum bu destan
Dağlar soğuk ölüm soğuk üşüyoruz biz


Düşman geçmiş karşımıza gülüyor
Dağlarımda çoluk-çocuk ölüyor
Namerdin yaptığı kâr mı kalıyor
Düzen bozuk düzen bozuk şaşıyoruz biz


Selçuklu Osmanlı şimdi Türkiye
Dört yanımı düşman sarmış ne diye
Allah Kitap Vatan Millet ve Bayrak diye
En büyük hedefe koşuyoruz biz


Ölmedik…Ölmedik…
Yaşıyoruz biz…

Ahmet Yılmaz


 

e – Posta:   HasKurt ÖzKurt

Bu site  HasKurt  ÖzKurt  Tarafından  hazırlanmaktadır